2023 CB Seçiminde 48 puan oy alan Sayın Kılıçdaroğlu için o oy parti oyu değil dışarıdan da oy geldi diyenler; 2024 Yerel Seçimlerinde alınan oyu komple parti oyu olarak görüyor!
Hâlbuki, 2023 CB seçiminde Parti’nin aldığı oy 25-26 puan zaten! Halen de sol oyların ülkedeki demografik yüzdesi 30 puan!
DEM Bloğunun 6 puanı, İYİ tabanın 6 puanı uzaya gitmedi herhalde! Bu partilerin 2023 CB seçim oranlarına göre 2024 Yerel seçim kaybı mantıklı okunursa durum net anlaşılır!
İşin ilginç yanı şimdi DEM de karşıda, İYİ taban da küstürülecek çünkü Mansur Yavaş CB adayı olmazsa kesinlikle İYİ tabanından fire olacak! O zaman tek başına gücü yetecek mi CHP’nin? İmkansız…
Hayallerin gerçek olması mantıklı hamlelerle mümkün! Aksi takdirde hayal olarak ebedi kalır!
Bu şekilde bu mantıkla yol yürünmez, sonuç hüsrana doğru gidiyor!
Vuslat bir başka bahara kaldı, ama cemre düşecek inşallah ve iklim ısınacak, başka da çâre yok!
Düşünmeye üşenen yığınlar, beyaz perdelerin ardındaki karanlığı göremiyor ne yazık ki! Bu sebeple aynı hatalar tekrarlanıyor, aynı sonuçlar alınıyor! Neden böyle diyerek feryat figanlar, lahza isyanlar, tepkiler… En sonunda yukarıya havale edilerek rahatlama ve yine yeni yeniden…
Türk siyasetinin temel açmazı ve eski tabirle “Lâ Yüs’el” sorgudan muaf bir zümrenin akıl daneliği ile avam denilen alt tabakanın bilinçsiz şekilde itaati ekseninde dönen dolaplar ve çelişkilerle örülü ağ…
Tersyüz olan hayatlar, zararlar, hezeyanlar alt tabakanın; ultra kâr, sürekli üstünlük, hakimiyet mutlu azınlık olan üst tabakanın…
Tuzu kuruların memnuniyeti normal ama tepeden tırnağa ıslanan avamın memnuniyeti içler acısı! Ölümü gösterenlerin sıtmaya razı etmeleri taktiksel bir yaklaşım ve işe yarıyor maalesef!
Algı çemberinde geçen bir ömür, sürünerek elde edilen başarının hazzı, bir lokma bir hırka diyerek teselli ile dünyası cehennem olanın, cennet hayali ile koşar adım öte tarafın hesabını yapması ne tuhaf!
Her nedense, avamı fakirliğe sevk eden sistemi iyileştirmeyenleri sorgulamak ve gücünün yettiği kadar uyarmak ferasetinden mahrum yığınlar…
Hiçbir şey yapamıyorsan bari şakşakçılık yapma! Neyi alkışlıyorsun, adam malı götürmüş sen meydan dolduruyorsun! Gönüllü bedava sermaye oluyorsun çarkına sahtekarların! Bu kadar aymazlık bu denli enayilik de çok doğrusu, pes doğrusu!
Şeyhinin karşısında toprak gibi olan müritleri eleştirenlerin, lidere amansız biçimde biat etme çelişkisi ne ile nasıl açıklanabilir? Anlaşılmaz girift bir ruh hali…
Sürüyü kaldıranları baz alarak koyun çalanın suçunu mazur görmek ya da aksine sen koyun çalıyorsun ben de sürüyü mantığı ile “Aramızda ne fark var!” teranesi ile temize çıkma gayretinin makul ve meşru bir boyutu var mı?
Eleştirdiğin gibi olacaksan eleştirin de değersiz, farkın yoksa neyi kime nasıl kendini fark ettireceksin? Herkesin aynı olduğu bir düzende her kesim kendi hırsızını kutsarsa erdem, dürüstlük, ahlak kamu düzenine nasıl hakim olacak!
Tekerrürden tefekkür doğmaz!
