(Monşerlere, sözüm ona aydın geçinenlere ve onlara yalakalık edenlere, kendini bilmezlere,hadsizlere ve bilumum densizlere…)
Olması gereken siyaset (normatif/kurallı), olmaması gerekenlerle yol alamaz! “Başarıya giden her yol mübahtır!” diye özetlenen pragmatik siyasette bile başarı bu kurala sadakat ile mümkün…
Sonuçların önemsendiği ve sebeplerin sorgulanmadığı süreçte; günümüz Türkiye’sinde hemen her partinin “galiptir bu yolda mağlup!” tesellisine büründüğü ve tabanını bir şekilde ikna ederek adeta uyuttuğu sistematik bir yaklaşımın hüsnü kabul gördüğü gerçeği karşımızda. Tamamen karşı mahallenin hatası ve eksikleri üzerine kasıtlı biçimde üretilen siyasi materyaller, kapitalist reklam teknikleri ile kamuoyuna pazarlanıyor.Kimse nerede hata yaptım, bir yerde yanlış yapıyoruz demiyor, diyeni susturan infaz eden çakal sürüleri mevcut yapıda zira!
Bu sistemde, en avantajlı parti ve örgüt en başta olan/ onunla birlikte olan partiler… Hatayı ve yanlışı gizlemenin en kolay yolu bu çünkü!
Örnek olarak açacak olursak, 2007-2011-2015 seçimlerinde tek başına yüzde 50 oy alan AKP’nin -ki, o dönemde MHP dahil birçok oluşum karşısında – şu an hep beraber 50 puanı zar zor geçmesi çelişkisi dile getirilmiyor, çünkü kazanan haklıdır mantığı yanlışın görülmesine en büyük perde kendi içinde!
Buna karşın, müzmin Muhalefet pozisyonuna mahkum görüntü veren CHP’nin bu güçlü yapıya ve rakiplere rağmen başta büyükşehir belediyeleri olmak üzere gösterdiği ciddi bir sıçrama ve yükseliş potansiyeli ve 2023 CB seçimlerinde vakti zamanında kendilerini eleştiren çoğu sağ seçmenden 15 milyona yakın oy alarak yüzde 48 Total oy alması da memnun etmiyor kimseyi! Zira başarılı olmanın tek kıstası sayısal veri ve koltuk! Ya da para getiren, güç kazandıran para merkez yapı…
2024 Yerel seçimlerinde 38 puan ile alınan başarılı sonuç ve parti oyunun birinci sıraya yükselmesi populizmi ile aynı yanlış algı bu sefer, muhalefet cephesinde oluşmuş durumda. Bu algı yüzünden günümüzde yayınlanan bazı anketler bile doğru okunmuyor, okunmak istenmiyor, çünkü bir kesimin işine gelmiyor!
Yayınlanan anketlerde, CHP’nin birinciliğine atıf yaparak adeta şovmenliğe soyunan vekiller rakibi olan Cumhur İttifakı partilerin oy toplamının yüzde elliyi geçtigi gerçeğini de görmüyor!
Normatif bir siyasi yanılgı, elbette sahada ampirik (olanı inceleyen) siyasete ket vurmakta!
Halen bile, bu kesimde “Bu denli kriz ortamında nasıl olur da AKP 35 çıkar?” diyen saf vekil ve sözüm ona aydın geçinen bazı monşerlere de değinmemiz şart! Çünkü, artık farz oldu katıra katırsın demek!
Seçmen davranışına etki eden alt dinamikler neler, bir kez olsun düşündünüz mü? Makarnacı diyerek hakaret ettiğiniz kişilerin oyuna muhtaç iken bu pervasız yaklaşımınızın karşı mahallede direnç oluşturduğunu hesap ettiniz mi? Karşı mahallenin oylarını rakibinizin konsolide etmesine, bilerek/bilmeyerek hizmet ettiğinizi hiç düşündünüz mü? Machiavelli’nin “Prens” adlı eserini de okumamışsın monşer! Okuduysan da anlamamışsın!
Stalin eşine “ Hanım, beni bir sen anladın ama sen de yanlış anladın!” demiş, yazık ki sen bu aşamaya bile gelememişsin, yanlış anlamak için de önce anlamak lazım monşer! Önce ayakların yere değecek, ülkedeki sol oy yüzdesi 30 puan ve CB seçimini kazanman 50+1 ile mümkün! Bilmem anlatabildim mi? Hoşuna gitmese de sağ seçmene mecbursun, onun ruhuna hitap etmeye mecbursun monşer!
Onun değerlerine saygı göstereceksin ki o da sana yaklaşacak! Kaldı ki kendi tarafının değerlerine de saygın yok! Nerede görülmüş mezar başında rakı içmek ve rakı ile taziye yapmak! Bir de merhum Kamer Genç üzerinden vasiyet uydurması ile ailesini ve sevenlerini rencide etmek! Hiçbir şey olmamış gibi pişkin pişkin “ne var bunda, içilir” demek de ayrı bir aymazlık doğrusu! Cidden sizin iktidar olma derdiniz yok! Bu durumdan ziyadesiyle memnun ve mutlusunuz, ben size söyleyeyim şimdiden bu yapı ve bu kafa bu seçimi alamaz, başladı sağ kesimde yıpratma süreci ve kararsızlar oy vermeyecek ne yazık ki! Vuslat, siz olduğunuz sürece hep başka bir bahara kalacak!
Allah için düşün CHP’nin ve bu davanın yakasından!
