HALKWEBYazarlarKurultayda Dönülen Suç Mahalli: Yüzleşmekten Kaçışın Kirli Oyunu

Kurultayda Dönülen Suç Mahalli: Yüzleşmekten Kaçışın Kirli Oyunu

Kurultay ister 39. olsun, ister 49.; yüzleşme gerçekleşmediği sürece her biri daha büyük bir ihaneti örtmekten başka işe yaramaz.

CHP’de yaşanan kurultay süreci artık sıradan bir parti içi tartışmanın çok ötesinde. Bu süreç, tam anlamıyla bir “suç mahalline geri dönüş” görüntüsü veriyor. “Mutlak butlan” kararının gölgesi, koltuklarını korumak isteyenleri yeni sahneler, yeni senaryolar yazmaya zorluyor. Adına kurultay dedikleri bu organizasyon, aslında siyasi ve hukuki yüzleşmeden kaçmak için kurulan bir sığınaktan ibaret.

Yıllardır alıştığımız bir tablo: Arka planda dönen karanlık hesaplar, yeni işbirlikleri, yeni ihanetler, yeni pazarlıklar… Şimdi de aynı oyun yeniden sahnede. Fakat kimseyi kandıramıyorlar; çünkü bu sahnenin gerisinde dönen her şey, aslında bir yüzleşme korkusunun dışa vurumu.

Kemal Kılıçdaroğlu neden konuşmuyor diye ortalığı ayağa kaldıranlar, Kılıçdaroğlu “CHP arınmalıdır” dediğinde bu kez de ona itiraz etmeye başladılar. Ne yani, kirliye kirli demesin mi?

Bu durum, Erdoğan’ın yıllar önceki bir sözünü hatırlatıyor. Kılıçdaroğlu aşı sırası geldiğinde “Aşımı normal bir vatandaş olarak yaptıracağım” demişti. Erdoğan, zamanı geldiğinde “Hani aşı olmayacaktın?” diye çıkışınca, Kılıçdaroğlu’nun cevabı netti:

“Ee zamanı geldi, ben de normal bir vatandaş olarak aşımı oldum.”
Şimdi de aynı durum: Arınma zamanı geldi ve Kemal Bey konuştu.

Ne var ki kurulan baskı bambaşka.

Sanki Kılıçdaroğlu mahkemeyi açmış gibi, sanki itiraz eden kendisiymiş gibi bir algı yaratılmaya çalışılıyor. “Çık da kurultayın ve mevcut yönetimin tertemiz olduğunu söyle” baskısının anlamı çok açık: Hiç kimse çıkıp kendisinin tertemiz olduğunu söyleyemiyor.

Çünkü herkes biliyor ki o sürecin altında daha çok soru, daha çok şüphe, daha çok gizlenen gerçek var. İşte bu yüzden Kılıçdaroğlu’nun ağzından “temizlik” kelimesinin çıkmasını istiyorlar; kendi üzerlerine yapışan şaibenin kefaretini onun ödemesini bekliyorlar.

Bu manzara, CHP içindeki ikiyüzlülüğün ve çürümüşlüğün açık ilanıdır. Kurultay, demokrasi ve hesaplaşma zemini olmaktan çıkmış; suçlarını gizlemek isteyen zihniyetlerin sahnesine dönüşmüştür. Haksızlıkların, kumpasların, çirkin pazarlıkların üstünü örtmek için “sahte temizlik” kurultayları yapılıyor.

Bugün partinin içinde dönen bu oyun, hem suçlu hem güçlü olma psikolojisinin en kirli yansımasıdır. “Biz mağduruz” diye bağıranların tek derdi koltuklarını ve rant düzenlerini korumaktır. Bu nedenle yapılan şey kurultay falan değil; açık bir kirliliğin üstünü örtme çabasıdır.

Unutulmasın: Hukuk yalnızca mahkeme salonlarında işlemez. Toplumun vicdanı da bir mahkemedir. Ve bu kadar yalanın, bu kadar örtbasın içinde toplum çoktan kararını vermiştir.

Son söz şu:

Kılıçdaroğlu’ndan beklenen “temizlik ilanı”, aslında bu yapının temizlikten ne kadar kaçtığının göstergesidir. Bu kirli sarmal, ancak gerçek bir hesaplaşmayla, şeffaflıkla ve samimiyetle çözülebilir.

Kurultay ister 39. olsun, ister 49.; yüzleşme gerçekleşmediği sürece her biri daha büyük bir ihaneti örtmekten başka işe yaramaz.

Ve halk…
Artık sahte temizlik tiyatrolarına, boş sloganlara, oyalama taktiklerine prim vermiyor.
Bu süreç, Türkiye’nin siyasi tarihine bir utanç tablosu olarak geçecek.
Er ya da geç, herkes kendi yüzleşmesiyle baş başa kalacak.

YAZARIN DİĞER YAZILARI