HALKWEBPolitikaCHP’de Geçti Bor’un Pazarı: Susarak Aklanma Devri Bitti

CHP’de Geçti Bor’un Pazarı: Susarak Aklanma Devri Bitti

CHP’de bir süredir yaşananlar artık sıradan bir parti içi tartışmanın çok ötesinde. 38. Olağan Kurultay’dan bu yana tek kelime etmeyen, her skandala gözünü kapatanların bugün sahneye çıkıp “sürece itiraz ediyoruz” demesi, doğrusu en hafif tabirle yüzsüzlük sınırlarını zorluyor.

Kurultayda yaşanan usulsüzlük iddiaları, delege iradesine yönelik şaibeli hamleler ve arka odalarda dönen kirli pazarlıklar, sadece parti tabanını değil, ülkenin tamamını ilgilendiriyor. Nitekim bu iddiaların bir kısmı, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından dahi kamuoyunun önünde dile getirildi.
Bu kadar derin bir iddiayı bile görmezden gelip koltuklarının konforuna sığınanların, bugün çıkıp vicdan çağrısı yapması gerçekten ibretlik.

Rantı sineye çeken…
Delege pazarlıklarını seyreden…
Kariyer hesaplarıyla partiye çöreklenen “Aziz İhsan Aktaş ekibine” tek kelime etmeyen…
Yıllardır partinin kurumsal kimliğini adım adım eritirken dut yemiş bülbül kesilenler…

Şimdi çıkmış “itiraz ediyoruz” diyorlar.

Bak hele !
Şimdiye kadar neredeydiniz?

Koca çınarın dallarını kurutanlar kendileriydi; bugün oluşan bataklığın ortağı da taşıyıcısı da yine onlar.
Ekrem İmamoğlu geçici genel başkan ataması yaparken sessizlerdi…

Özgür olmayan Özel yönlendirilirken sessizlerdi…
Parti kimliğini kaybederken, CHP mahkeme kapılarında erirken, yine sessizlerdi.

Ve acı olan şu ki, susarak bu hale gelindiğinin hâlâ farkında değiller.

Peki şimdi ne mi yapmalılar ?
Aynen şöyle:
Yine susun !

Zaten az kaldı…
Biraz daha sessizlikle “gönül rahatlığıyla” emekli milletvekili olursunuz.
Hadi, bir de bunu alkışlayın!

EN İYİ MUHALEFET: ETKİSİZ MUHALEFET

Bu ülkeyi uzun süredir yöneten iktidarın siyaset stratejisi aslında çok net:
Parçalanmış muhalefet, en iyi muhalefettir.
Hatta mümkünse “ölü bir ana muhalefet.”

Bugün tabloya baktığımızda sadece CHP değil, neredeyse tüm muhalefet partilerinin derin bir dağınıklık ve vizyonsuzluk içinde olduğunu görüyoruz.
Ekonomiye dair kapsamlı bir çıkış planı yok…
Tarıma yönelik tutarlı bir üretim stratejisi yok…
Sanayiye, teknolojiye, gençliğe dair gerçekçi bir proje yok…

Gerçeklerle yüzleşmek yerine rol yapmanın tercih edildiği, “mış gibi siyaseti”nin hâkim olduğu bir dönemden geçiyoruz.
İktidar da bu dağınıklığı ustaca fırsata çevirerek, CHP’yi hem içeriden hem dışarıdan bölme operasyonlarını başarıyla sürdürüyor.

Bir ülkenin muhalefeti güçsüzse, iktidarın güçlü olmasına gerek bile kalmaz.
Ve bugün Türkiye tam olarak bu noktaya sürüklenmiştir.

Çetin SAĞSÖZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR