Rahatın verdiği rahatsızlık sağlı sollu kamuoyunda bariz biçimde hissediliyor ama makul ve tarafsız düşünen İrfan sahibi kişi ve katmanda… Mankurtlaşmış bedenlerin yürekleri de bitmiş aklı da gitmiş!
Güce yakın olmanın güce tapmayı meşrulaştırdığı bir düzende adaletten vicdandan erdemden bahsedilebilir mi? Mümkün değil! Şükürler olsun ki, ülkemiz Hitler öncesi Almanya değil!Her iki kişiden biri en azından sorgulama yetisine sahip ama ne var ki bendelerin sayısı azıcık fazla!
Şeyhe, lidere ve başkana el pençe divan duranların; eleştiriyi isyan olarak değerlendirmesi, uyarıları müdahale olarak görmesi, memnuniyetsizliği şükürsüzlük olarak nitelemesi hem bir yaman çelişki hem de garabetin anatomik yapısı, trajik sonucu!
Tarihin her döneminde rastlanılan bir travma bu, belki de ünlü Fransız sosyolog Emile Durkheim, bu yüzden olsa gerek “Aynı şartlar, aynı sonuçları doğurur.” diyerek mutlak determinizme işaret ediyor ve yanılmadığına da halâ tanık oluyoruz…
Gerek sağda gerekse de solda aynı minvâlde eğilimlerin eğimli vadide pozisyon alması bunun izah ve ispatı. Eğimli yollarda sarsıntı ve denge kaybının tamir edilemez sonuçlara yol açacağını varsaymak tahayyül değil aksine hakikatin tezahürü!
Geçmişte yaşanan faciaların esas etkeni de bu kem tabiat ve bilinçsiz insan yığınları!
Müslümanların bağrında yara olan Kerbelâ Faciası’nda herhalde tek suçlu Yezid değil! Ondan doyanlar onun attığı kemiği yalayanlar ve korkudan ses çıkarmayan zavallılar… Zamanında tepki göstermeyen sürünün, iş işten geçtikten sonra pişmanlığı dahî tevbesinin ne anlamı var!
Herşey zamanında ve zemininde yapılırsa maksat hasıl olur, gerisi kendimizi kandırmaca, avutmaca ve oyalamaca…
Hani bizim adalet anlayışımız! Diyor özü sağlam cesur yürek bir belediye başkanı.Tekirdağ ili Çerkezköy İlçe Belediye Başkanı Sayın Vahap Akay…
Bu sese kulak veren bir yönetim yok buna şaşırmadık ama hiç mi yok bu mevzuda duyarlı bir milletvekili ya da büyükşehir belediye başkanı! Dut yemiş bülbül herkes ama bilinsin ki sıra bugün yaşanan zulme sessiz kalanlara gelecek ilkin!
Yanlışa yanlış dememek, yanlışa ortak olmak değil de nedir? Zalimin zulmüne sessiz kalan, haksızlık karşısında bir nebze olsun diliyle bile haykırmayanlara kinayemiz, tenkidimiz,hicvimiz…
Vefa semt adı imiş meğer….
Ses çıkarmayan, dilsiz şeytan imiş meğer….
Yazık olsun, güce tapmanın dayanılmaz hafifliğine razı olup boyun eğen hafif meşreplere…
Firavuna karşı olmak yetmez, Musa’ya destek vermek gerek!
Yalandan mücadele, gösterişten ibaret!
Boş gurur değil işgörür lazım bizlere…
Hz.Hüseyin’i sever görünüp Emevi kılıcını bileyleyenlerle işimiz yok bizim. Kerbelâ’da Yezid’e sebep korkak bezirgan misali yalandan mücadele veren Ehl-i Beyt taraftarı olanlardır.Tercihini maddeden,mevki ve makamdan yana yapanların erdem abidesine yapı taşı olması imkansız!
Temeli moloz olan bina, yıkılmaya mahkûm!
Yaşasın hak,hukuk ve adalet…
Son pişmanlık fayda vermez!
Numan CENGİZ
