Hürmüz Hanım evli, hikaye bu gerçi ama gündemdeki “Mutlak Butlan” davası olunca ister istemez aklına takılıyor bazı şeyler insanın!
Tam yedi koca ve hepsi karısını melek gibi görüyor, çünkü hepsinin ayrı bir hikayesi var ve Hürmüz Hanım bu konuda algı yönetiminde cidden çok başarılı!
Kimine göre etik komedi bu eser ama bence toplumsal zeka eleştirisi…
Malum ki CHP üzerinden yürüyen Mutlak Butlan davası, istinaf sürecinde ilerliyor ve her yeni gün Hürmüz Hanım’ın (CHP) birbirinden habersiz gibi görünen kocaları (yeni dava ve fezlekeler) ortaya çıkıyor.
Kocaların eve geliş gidişleri sıklaştıkça trafik karışıyor ve Hürmüz Hanım kadınsı cazibesi ve şeytani zekası ile saf adamları işletiyor! Ama nereye kadar? Adamlar bir süre sonra durumdan şüphelenmeye başlıyor doğal olarak!
Komedyal eserde en sonunda Hürmüz Hanım, yakayı ele veriyor ve kör gözünü açtı misali saf yedi koca durumu çakıyor.
Şimdi esas gündeme gelecek olursak;
1. Hürmüz Hanım’ın koca sayısının artması evlilik sözleşmesini kuvvetlendirir mi? Şayet kuvvetlendirirse hangi kocası ile yaptığı nikahı kuvvetlendirecek?
2. Yedi kocadan herhangi birinin nikahını kuvvetlendirme diğer altı adam ile yaptığı evliliği hükümsüz ve geçersiz kılmaz mı?
İlk evliliği kanuna uygun bile olsa altı adamla yapılan evlilik, ilk evliliğini de hükümsüz hâle getirmez mi? Sonuçta göz önünde evli bir kadın var ama tam yedi tane de koca var! Şimdi soracak hakim doğal olarak “Sen kimin karısısın?” Gel de çık işin içinden!
3. Diyelim ki ilk koca bu konuda çok rahat bayağı geniş ama mahalleye kötü örnek olmak, toplum düzenine çomak sokmak değil mi bu? Bu mahallenin muhtarı, ilçenin kaymakamı ve nihayetinde orada yaşayanlar bu durumu kabullenmeli mi? Bu iş bu kadar basit mi?
4. Sözün özü, Hürmüz Hanım’ın yedi koca ile yaşadığı maceradan öteye geçemez ve bu süreçte aldığı götürdüğü kâr olur ona ama yaptığı tüm evlilikler de kamu düzeninde hukuken geçersiz olur yani MUTLAK BUTLAN!
CHP’nin durum da aynen böyle! Merhum Tevfik Fikret’in dediği gibi “Yiyin Efendiler! Yiyin, aksırıncaya tıksırıncaya dek yiyin!”
5. Neticede bu tür bir kadına rıza gösteren mahalle (kamu düzeni) iflah olmaz ve arsızlığa kapı aralayarak bir zaman sonra bu suçun da ortağı ve yüklenicisi olur!
6. Sonra da aynı benzer şeyler kendi oğlunun ve kızının başına gelince ağlamasın mahalleli!
Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner…