HALKWEBPolitikaSoruyu ve sorunu anlamak

Soruyu ve sorunu anlamak

“Tencere dibin kara, seninki benden kara” diyerek işin içinden sıyrılıp pişkin pişkin konuşmakla yürümez bu işler!

“Hangisi yanlıştır?” şeklinde sorulan soruda seceneklerin içinde yanlışı bulmak yani yanlış yapmak doğrudur!

“Hangisi doğrudur?” şeklinde sorulanda ise doğru şıkkı bulmak marifettir. Yani doğru yapmak gerekir!

Soruyu anlamanın cevabın yarısı olduğu aşikar, sorunun anlamanın da çözümün yarısı olduğu aşikar!

Cumhuriyet Halk Partisi’nde soru ne, sorun ne?

Cevap ne, çözüm ne? Bu, sağlıklı biçimde anlaşılırsa çözüm kendiliğinden ortaya çıkacak zaten…

Konu, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun kaybetmeyi hazmedememesi ve eski itibarını kazanma gayreti mi? Öyle olsa seçim sonuçları açıklanır açıklanmaz manipülasyon yapar ve sonuca itiraz ederdi ama yapmadı. Büyük bir olgunluk içerisinde görevini devretti.O halde cevap bu değil, bu soru ile uğraşmak anlamsız!

Hâli hazırda partinin başkanı olan Sayın Özel’in selefine kinlenmesi ve onu sevimsizlestirme stratejisi mi? Sanmıyorum!

O halde sorun ne? Ben söyleyeyim, sorun mental!

Sayın Kılıçdaroğlu dönemindeki ortak akıl-Halil İbrahim Sofrası yaklasımı paramerkez bir ruh hali içerisinde terk edildi ve paranın tılsımlı gücüne esir olanlar adeta Sayın Kılıçdaroğlu döneminde yapamadıklarının rövanşını almak istercesine korkunç bir iştiyak ve arzu ile hırslarına yenildiler ve yazık ki de 102 yıllık çınarı kurban etme noktasına getirdiler!

Bu egosantrik yapıdan kurtulmadığı sürece parti, çok dosyalar içerisinde kaybolacak!

Çünkü, dosya açılır açılmaz bu hırs tayfaları birbirlerini satmak için adeta yarış içindeler. Yani, Sayın Cumhurbaşkanının dediği gibi şikayet eden de edilen de CHPli, tanıklar ve itirafçılar da CHPli!

Hele ki yolsuzluk davaları konusunda olayın failleri tamamen şu anki yönetime destek veren maddi manevî bütün imkanlarını seferber edenler! Bu da cidden izaha muhtaç bir yaman çelişki!

Durum gösteriyor ki pastanın paylaşımında bir anlaşamama, kazık atma kazıklanma ve adına ne derseniz deyin dipten doruğa çamura batma, çamur atma mevcut…

Karşı mahalleyi eleştirirken kullanılan tezlerin, bilfiil aynısını yapma çelişkisi, daha az çalanın çok çalana göre masumiyet maskesini takması, farkı fiyatı diyerek bir dönem meşhur olan reklam misali ruh haline bürünmesi… Allah için travma değildir de nedir!

İşte sorun burasıdır! “Tencere dibin kara, seninki benden kara” diyerek işin içinden sıyrılıp pişkin pişkin konuşmakla yürümez bu işler! Sade Türkiye’de değil tüm dünyada bir realitedir bu;

İktidarların hata yapma lüksü vardır, muhalefetin ise hata yapma şansı yoktur!

Numan CENGİZ

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR