Bugün, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün yaşamını yitirmesinin, hayata gözlerini yummasının 86. yıldönümü. Atatürk’le ilgili pek çok şey söylenebilir ve söylenmeye devam ediliyor. Ancak pek az insan, ölümünün üzerinden bu kadar zaman geçmesine karşın hâlâ sevgiyle anılabiliyor.
Bir zamanlar Atatürk sevgisi, bir devlet politikasının sonucu sayılırdı. Fakat gün geldi, devlete yaşamının önemli kısmını Atatürk’e ve fikirlerine muhalif olarak geçiren kişiler hâkim oldu.
Halk sahip çıktı
İşte Atatürk sevgisinin ne kadar samimi ve kökleşmiş olduğu bu dönemde anlaşıldı. Atatürk’e halk sahip çıktı. Halk sahip çıktıkça, bir zamanlar ona dil uzatanların da dili değişmeye başladı. Önce kendilerinin de Atatürk’ü sevdiğini söylemeye başladılar
Daha da ileri giderek sevdikleri siyasileri, Atatürk ile kıyaslamaya ve onun Atatürk’ten sonraki en önemli lider olduğunu söylemeye başladılar.
Bugün, Ortadoğu ve dünyanın birçok yerinde, ülkelerinde köklü devrimler yapmaya çalışanlar kendilerini Atatürk ile kıyaslamaya çalışıyorlar.
Karşıtları ise ülkelerinin Atatürk’ü olmaya çalışmakla suçluyor.
Sonuç olarak, Atatürk yaptıklarıyla akıllarda, kalplerde ve dillerde yaşamaya devam ediyor. Sevenlerinin saygısıyla, muhaliflerinin ise kıskançlıkla karışık kıyaslamasıyla.