CHP’nin 38. Olağan Kurultayı’nın üzerinden tam bir yılın geçtiği bu günlerde partide yeniden ‘kurultay’ sesleri dillendirilmeye başlandı.
Özgür Özel’in genel başkan olarak girdiği ilk yerel seçimlerde yüzde 37 oy almasının ardından CHP’nin rotasında yaşanan değişim önce parti tabanında, ardından Meclis grubu ve örgütlerde rahatsızlık yaratmaya başladı.
CHP’nin 1-3 Kasım tarihlerinde yapacağı Antalya kampı, 30 Ekim’de Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in önce gözaltına alınması, ardından da tutuklanarak yerine kayyum atanması üzerine iptal edildi.
Bunun yerine aynı tarihlerde İstanbul’da “Millet İradesine Sahip Çıkıyoruz” adıyla Meclis grubunun toplantıları yapıldı.
Toplantılarda söz alan çok sayıda milletvekilinin CHP’nin son dönemde izlediği ‘normalleşme’ politikaları ve Özgür Özel’in kimi açıklamalarını sert biçimde eleştirdiği öğrenildi.
Antalya’da yapılacak kampta yaklaşık 50 milletvekili imzası ile yayınlanacağı iddia edilen ve gerekirse olağanüstü kurultay toplanması çağrısı da içereceği ifade edilen deklarasyon ise CHP’ye yönelik operasyon nedeniyle askıya alındı.
Ayağa kalkma partiyi çatlattı
Cumhuriyet Halk Partisi’nde Özgür Özel’in başlattığı ‘normalleşme’ politikası ilk başlarda parti tabanında geniş bir muhalefetle karşılaşmadı.
CHP’nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı “Sarayla müzakere edilmez, mücadele edilir” uyarıları ise Özgür Özel tarafından “Biz normalleştikçe oyumuz artıyor. Üstelik Erdoğan son bir yıl içinde bana hiç dava açamadı” denilerek yanıtlandı.
Ancak 1 Ekim’de Meclis açılışında CHP grubuna gönderilen “Erdoğan genel kurula girince milletvekilleri ayağa kalksın” şeklindeki talimat, özellikle normalleşme politikalarına karşı çıkan milletvekillerinde rahatsızlık yarattı. 60’a yakın milletvekili, karara uymamak için genel kurula girmeden kuliste bekledi. Bazı milletvekilleri ise genel kurula girmelerine rağmen Erdoğan için ayağa kalkmadı.
Özgür Özel’in gelen eleştirilere yönelik olarak yaptığı “2017’ye kadar ayağa kalkıyorduk. Sonra kalkmamaya başladık” şeklindeki savunma ise, “CHP yönetimi partili ve taraflı cumhurbaşkanı uygulamasını kabul mu ediyor?” eleştirilerine neden oldu.
Tabanda rahatsızlık artıyor
Özgür Özel’in gelen tüm eleştirilere rağmen “Partimiz birinci sırada” şeklinde verdiği yanıta rağmen, ekim ayından itibaren yapılan bir çok ankette CHP’nin oy oranında düşüş gözlenmesi ve öte yandan bazı anketlerde ise AK Parti’nin yeniden birinci parti haline gelmesi de bu argümanın inandırıcılığını azalttı.
Ekim ayı sonunda Esenyurt Belediyesi’ne atanan kayyum ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hem Özgür Özel hem de Ekrem İmamoğlu hakkında açtığı 1’er milyonluk tazminat davası, Özel’in “Normalleştikçe kazanıyoruz” tezine de büyük bir darbe indirdi.
Yaşanan bu gelişmeler ve CHP yönetiminin özellikle ‘Demokratik Parlamenter Sistem’ talebini artık dile getirmemesi de tabanda yaşanan rahatsızlığı giderek artırdı. Esenyurt’taki kayyum atamasının ardından verilen tepkinin zayıf kalması ve Esenyurt’ta yeterli kitle toplanamaması da CHP’deki yönetim krizi algısını pekiştirdi.
‘Kimse benden kurultay dilenmesin’ sözü bardağı taşırdı
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ankara’da bir grup gazeteci ile yaptığı görüşmede, parti tabanında olağanüstü kurultaya yönelik bir hazırlık olduğu iddiaları için “Partinin oyunu düşünmek pahasına kimse benden kurultay dilenmesin. Gücü olan gitsin kurultaya.” ifadelerini kullandı.
Özel’in “kimse benden kurultay dilenmesin” şeklindeki ifadenin parti geleneklerine uygun bir lisan olmadığı yönündeki eleştiriler, CHP’nin önceki dönem genel başkan yardımcılarından Oğuz Kaan Salıcı’nın tepkisini çekti.
Parti içindeki yönetime muhalif milletvekilleri arasında yer alan Salıcı, “Cumhuriyet Halk Partisi’nde Kurultay bir lütuf değildir, haktır. Cumhuriyet Halk Partisi’nde gerekirse Kurultay’a gidilir” diyerek tepkisini dile getirdi.
Salıcı ayrıca, “Cumhuriyet Halk Partisi anket yaparak kurulmuş bir parti değildir. Siyasetini anket sonuçlarına göre belirlemez” diyerek başta normalleşme olmak üzere, Özgür Özel’in ABD’deki rüşvet soruşturması hakkındaki açıklamasından, Meclis açılışında MHP Lideri Devlet Bahçeli ile ‘şakalaşmasına’ pek çok konuda aldığı tutumu da eleştirdi.
Salıcı adaylığını mı açıkladı?
Oğuz Kaan Salıcı’nın doğrudan Özgür Özel’e yanıt veren bu açıklamasını “Salıcı adaylığını ilan etti” şeklinde yorumlayanlar oldu.
Bir başka iddia ise, Salıcı’nın bu açıklamayı CHP’nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun talimatı ile yaptığı yönündeydi.
Ancak edindiğimiz bilgiye göre, ne bu açıklama bir adaylık açıklaması ne de Kılıçdaroğlu’nun talimatı ile yapıldı.
Uzun yıllar CHP’de örgütlerden sorumlu olan Oğuz Kaan Salıcı, örgütlerden ve parti tabanından gelen tepkileri genel merkeze iletmek için bu yöntemi tercih etti.
Ayrıca, tabanda artık yüksek sesle tartışılmaya başlanan “Eğer ki partinin temel politikalarında bir değişiklik olacaksa buna partinin genel başkanı ve MYK karar veremez.
38. Olağan Kurultay’da Özgür Özel ne ‘normalleşme’ için ne de ‘Demokratik Parlamenter Sistem’den geri dönüş için kurultay delegelerinden yetki almadı. Partinin en yüksek karar organı olan kurultaydan yetki almadan böyle radikal bir politika değişikliğine gitme yetkisi yok. Eğer bu politikaların doğru olduğunu ve tabanda da karşılık bulduğunu düşünüyorsa o halde kurultaydan bu konuda yetki alsın” şeklindeki tartışmaların da önünü kesmek için böyle bir çıkış yaptığı konuşuluyor.
İmamoğlu karar aşamasında
CHP’de olağanüstü kurultaya gitmek için delegelerin yarısından bir fazlasının imzası gerekiyor. Parti içi muhalefetin bu aşamada bir imza çalışması olmasa da nabız tuttuğu biliniyor. Ancak olağanüstü kurultayın toplanabilmesi için son kurultayda Özgür Özel’i destekleyen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yakın delegelerin ve Erdoğan Toprak’a yakın İstanbul’daki ilçe belediye başkanlarını alacağı tutumun önemli olduğu belirtiliyor.
Ekrem İmamoğlu’na yakın kimi isimlerin ve kendisine yakın medya mensuplarının son dönemde Özgür Özel’e yönelik kimi eleştirileri ve İmamoğlu’nun da parti yönetiminin kimi adımlarından duyduğu rahatsızlığı yakın çevresi ve Kemal Kılıçdaroğlu’na yakın bazı isimlerle de paylaştığı iddia ediliyor.
Bu durumda, sahada başlatılacak bir delege çalışması ile aralık ayı sonunda CHP’de bir olağanüstü kurultay toplanmasının çok da sürpriz olmadığı CHP’deki pek çok kaynak tarafından teyit ediliyor.
Özgür Özel’in karşısında şu anda önce çıkan Gökhan Günaydın, Oğuz Kaan Salıcı gibi isimler olmasına rağmen, tabanın büyük bir kesimi her iki ismin seçilmesi durumunda parti içinde yeni bir bölünmenin önünü açabileceğini düşünüyor. Bu gerekçeyle de “Parti içinde her kesim açısından saygın ve partiyi seçimlerine birlik ve bütünlük içinde taşıyabilecek bir genel başkan” adayı üzerinde uzlaşmasının daha kolay olacağını ifade edenler çoğunlukta.
Ayrıca yapılacak bir olağanüstü kurultayın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde dile getirdiği ancak CHP yönetimi tarafından yanıt verilmeyen ‘Şaibeli kurultay’ iddiasını da sona erdireceği ve iktidar tarafından seçim sürecinde CHP’ye yönelik her türlü şantaj ve operasyonun bertaraf edilebileceği de yapılan değerlendirmeler arasında.