Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisine hakaret ettiği iddiasıyla açılan davada ifade vermek üzere CHP’nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 22 Kasım Cuma günü Ankara 57. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek duruşmada hakim karşısında olacak.
Kılıçdaroğlu hakkında 11 yıl 8 aya kadar hapis ve siyasi yasak isteniyor.
Kılıçdaroğlu, Twitter hesabından “Safları sıklaştıralım” başlığıyla yaptığı paylaşımda mahkemeye iktidardan hesap sormaya gideceğini söyledi. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının ardından birçok partili ve partisiz kişiden destek açıklamaları geldi.
Kılıçdaroğlu’nun “Safları sıklaştıralım” çağrısı elbette önemli. Ancak şu an muhalefetin, özellikle de CHP’nin, safları sıklaştırmaktan önce kafaları netleştirmeye ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.
Çünkü kafalar netleşmedikçe, bazen yan yana olmanın da çok işe yaramadığı geçmiş deneyimlerle görüldü. Daha düne kadar, en yakınındaki kişilerin ilk fırsatta karşına geçebildiği deneyimlendi.
Peki, CHP hangi konularda kafaları netleştirmeli?
• İktidarla mücadele mi, müzakere mi?
• İktidarla mı normalleşme yoksa halk ile helalleşme mi?
• Güçlendirilmiş parlamenter sistem mi yoksa reform edilmiş cumhurbaşkanlığı sisteminde devam mı?
• Demokrat liderlik mi yoksa güçlü liderlik mi?
• Sosyal demokraside ısrar mı yoksa daha merkezde bir CHP mi?
• Ekonomide sosyal demokrat çözümler mi yoksa piyasa ekonomisi mi?
• 5’li Çete söylemine devam mı yoksa sermayeyi ürkütmemek için bu söylem terk mi edilmeli?
• İktidar değişiminde hesap mı sorulmalı, yoksa gerilimden kaçmak için hesaplar açılmamak üzere kapatılmalı mı?
• Kürt sorununda barışçıl çözümlere öncülük mü yoksa güvenlikçi politikalara ağırlık mı?
Bu başlıklar artırılabilir. CHP sonuçta bir kitle partisi. İçinde farklı görüşler ve eğilimler mutlaka olacaktır. Ancak en azından belli temel konularda uzlaşmadan meydanlarda birlik görüntüsü vermenin de tek başına yeterli olmayacağını düşünüyorum. İdeolojik ve düşünsel birlik içindeki örgütlü topluluklar, kafası karışık kalabalıklardan her zaman daha etkilidir.