Kemal Kılıçdaroğlu’nun son video mesajı, sadece birkaç dakikalık bir açıklama değildi; milyonlara ulaşan bir başkaldırıydı. Hırsızlığa, arsızlığa, şaibeye ve kurumsallaşmış yozlaşmaya karşı bir çıkış… Üstelik bunu yaparken yalnızca kişisel bir tutum sergilemedi; Cumhuriyet Halk Partisi’nin tarihsel misyonunu hatırlattı.
Peki, nedir bu misyon?
CHP’nin Misyonu
Cumhuriyetin kurucu değerlerini korumak: Laiklik, hukuk devleti, ulusal egemenlik ve demokratik parlamenter sistemin teminatı olmak.
Sosyal adaleti sağlamak: Emekten yana, eşitlikçi ve sosyal devleti güçlendiren politikalar üretmek.
Yolsuzlukla ve şaibeli yapılarla mücadele: Kamu kaynaklarının şeffaf, denetlenebilir ve liyakate dayalı kullanımını savunmak.
Demokratik hak ve özgürlükleri genişletmek: Basın özgürlüğünden ifade özgürlüğüne kadar tüm demokratik haklara sahip çıkmak.
Türkiye’yi çağdaş uygarlık seviyesine taşımak: Bilim, teknoloji ve eğitim odaklı bir kalkınma vizyonuyla ülkeyi geleceğe hazırlamak.
Halkın yanında durmak: Yoksulluğa, adaletsizliğe ve ekonomik krize karşı toplumun en geniş kesimlerinin sesi olmak.
Bugün gelinen noktada bu temel misyonu bilmeyen, hatta bilse bile görmezden gelen bazı “her şeyi çok bilen” milletvekilleri, 13 yıl boyunca genel başkanlık yapmış Kemal Kılıçdaroğlu’na hakaret ederek saldırıyor.
Neden?
Çünkü Kılıçdaroğlu, koltuk hesaplarını, küçük çıkar ağlarını ya da parti içi pazarlıklarını değil; ilkeyi, ahlakı ve hesap verebilirliği savunduğu için…
“Ahlaksızlığın kurumsallaşması” başlıklı makalelerde bu çürümenin nasıl derinleştiği uzun uzun anlatıldı. Bugün maalesef tablo nettir:
Ahlaksızlık kurumsallaşmıştır.
Artık siyasetin bir bölümünde “Senin hırsızın varsa benim de hırsızım var” denilerek, medya aparatları paranın gücüyle birleştirilip algı mühendisliği yapılmaktadır.
Ama unuttukları bir gerçek var:
Doğru duran, eğrinin karşısında er ya da geç haklı çıkar.
Tarih defalarca bunun böyle olduğunu göstermiştir. Ve bugün Türkiye yeniden o noktaya yaklaşıyor.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun çıkışı, sadece bir video mesaj değil; kurumsallaşmış ahlaksızlığa karşı bir vicdan çağrısıdır.
CHP’nin misyonunu hatırlatan, siyaseti pusulasından saptıranlara karşı yapılan açık bir uyarıdır.
Bu yüzden o video bu kadar çok izlendi. Çünkü toplumun önemli bir kısmı, uzun süredir kimsenin söylemeye cesaret edemediği o cümleleri duymayı bekliyordu.
Kılıçdaroğlu bir kez daha gösterdi:
Ahlaksızlığın, şaibenin ve hırsızlığın iktidarına değil; Cumhuriyetin, adaletin ve hakkaniyetin tarafındadır.
Ve hakikat, er ya da geç, eğrinin üzerine çöker.
