HALKWEBYazarlarAhlaki Arınma ve Siyasal Öncülük

Ahlaki Arınma ve Siyasal Öncülük

Hiçbir ulvi amaç, kamu kaynaklarının yağmalanmasını meşrulaştıramaz.

0:00 0:00

Ahlak üzerine yürütülen tartışmalar, genellikle bireysel düzeyde tutulur. Oysa ahlak, tam da toplumsal ilişki alanıyla bağlantılıdır.

Özellikle ahlakı, sadece metafizik alana indirmek ve din üzerinden tartışma yürütmek, sağlıksız polemikleri beraberinde getirir. İnsanın ahlaki yükselişine katkı sunan her sistematik değerlidir. Ancak bu dönüşüm, toplumsal bağlamından koparılarak ele alınamaz.

Ahlak, politikadan kaçış alanı değildir. Aksine, politik alanın da üzerine oturacağı temel, evrensel, insani değerlerin zeminidir.

Bu zemin çürüdüğünde, üzerine bina edilecek olan hukuk ya da diğer kurumlar ayakta kalamaz. Toplumsal ilişkilerdeki yozlaşma ve çürümenin kamu kaynaklarının yağmalanması, bireysel çıkarlar için talan edilmesi ise en basit ifadeyle yolsuzluk kategorisini oluşturur.

Hiçbir ulvi amaç, kamu kaynaklarının yağmalanmasını meşrulaştıramaz.

Siyaset kurumu toplumsal sorunların çözümü odağı olacaksa, bunun ön şartı ahlaki arınmadır.

Meşruiyeti tartışmalı kadrolar, toplumsal güveni sağlayamaz. Siyaset, güven ortamını sağlayamazsa, toplumsal siyaseti kuramaz, katılımcı çözüm alternatifini ortaya koyamaz.

Türkiye’nin, kim tarafından yapılmış olursa olsun her türlü yolsuzlukla hesaplaşma ihtiyacı, ülke güvenliği ve geleceğinin de ayrılmaz parçası olarak görülmelidir.

Muhalefet “ilk taşı atma” özgüvenini kendinde görmedikçe, bu “beka” sorunu olmaya devam edecektir. Sorun salt yargılama süreçlerine mahkum edilmek istenmiyorsa, siyaset kendi arınma sürecini ertelemeden hayata geçirmelidir.

Yerel yönetimlerin, demokrasinin beşiği sayılma nedeni, merkezi yönetime nazaran daha kolay erişilebilir ve hesap sorulabilir olmasıdır.

Medya ve meslek örgütleri gibi sivil alanlardaki arınma da, siyasetin öncü rolü sayesinde hayat bulacaktır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI