CHP açısından 14 Mayıs 2023 seçimlerinden önceki en ciddi sorunlardan biri, İYİ Parti’nin Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı açıktan yürüttüğü muhalefetti. Neredeyse haftada bir, İYİ Partili yetkililerin yaptığı açıklamalar, ivme kazanılması gereken değerli zamanı muhalefetin kendi iç tartışmalarına sürükledi ve ciddi bir enerji kaybına yol açtı.
En sonunda Meral Akşener’in masadan kalkması ve ardından yeniden oturmasıyla kriz aşılmış gibi görünse de, o süreçte birçok İYİ Partilinin seçimde Kılıçdaroğlu’na oy vermediği ortaya çıktı. CHP çevrelerinde, seçimin kaybedilmesinde İYİ Parti’nin o günkü tutumunun da etkili olduğu sıkça dile getirildi.
Ancak seçimden sonra da CHP ile İYİ Parti arasındaki sorunlar sona ermedi. Seçim öncesinde Kılıçdaroğlu’na karşı Ekrem İmamoğlu ya da Mansur Yavaş’ı aday olarak isteyen İYİ Parti lideri Meral Akşener, yerel seçim sürecinde her iki isme de destek vermekten kaçındı.
2023 seçimlerinden sonra İYİ Parti’den CHP’ye çeşitli katılımlar da gerçekleşti. Milletvekilleri Ayşe Sibel Yanıkömeroğlu, Ümit Özlale, Aykut Kaya, Nimet Özdemir, Bilal Bilici, Ümit Dikbayır ve Adnan Beker bu isimler arasında yer aldı. Bunların yanı sıra, İYİ Parti’de yönetici pozisyonlarında bulunmuş Bahadır Erdem ve İbrahim Özkan gibi bazı isimler de CHP’ye geçti.
“Terörsüz Türkiye Süreci”nin başlamasıyla birlikte Özgür Özel yönetimi, her ne kadar İmralı’ya gidecek heyete CHP’li bir üyenin katılmasına destek vermese de, söylem düzeyinde genel olarak daha yumuşak ve olumlu bir dil kullanıyor, Kürtlere yönelik sıcak mesajlar veriyor.
Eski İyi Partili yeni CHP’li isimlerden Özel ile çelişen açıklamalar
Ancak CHP’ye katılan bazı eski İYİ Partili isimlerin, Özel’in bu tutumuyla çelişen açıklamaları dikkat çekiyor. Bu bağlamda, milletvekili Ümit Dikbayır ve İbrahim Özkan’dan CHP’nin mevcut politikasıyla ters düşen çıkışlar geldi. Bu çıkışlarda, Leyla Zana’ya yönelik bir grup Bursaspor taraftarının küfürlü tezahüratlarının ardından başlayan süreç etkili oldu. Tepkilerin büyümesi üzerine Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Bursaspor’a sponsor olan Uludağ Gazozu içerek taraftarlara destek verdi.
Ekrem İmamoğlu’nun danışmanı olan ve İYİ Parti’den CHP’ye katılan İbrahim Özkan da Uludağ Gazozu’nun fotoğrafını paylaşarak, “Uludağ limonatanın bu kadar lezzetli bir içecek olduğunu yeni fark ettim” ifadelerini kullandı. Gelen tepkiler üzerine ikinci bir açıklama yapan Özkan, Leyla Zana’ya küfür edilmesini tasvip etmediğini, ancak markaya yönelik boykot çağrılarına karşı markaya destek vermek amacıyla bu paylaşımı yaptığını öne sürdü.
Dikbayır: Türkiye’de Kürt halkı diye bir siyasal özne yoktur
Ümit Dikbayır ise X hesabından tartışma yaratan bir paylaşım yaptı. Dikbayır paylaşımında şu ifadeleri kullandı:
“Asıl mesele şu: Bu gerçekten Kürtlerin meselesi mi? Bu tartışmayı doğru bir yerden yürütmek zorundayız. Önce dili düzeltmekle başlayalım. Türkiye’de ‘Kürt halkı’ diye ayrı bir siyasal özne yoktur. Türkiye’de Kürt kökenli vatandaşlarımız vardır. Nasıl ki Gürcü kökenli, Laz kökenli, Çerkes kökenli, Arnavut kökenli, Boşnak kökenli vatandaşlarımız varsa, Kürt kökenli vatandaşlarımız da bu milletin ayrılmaz bir parçasıdır.”
İmamoğlu’na yakın bir isim
Gerek Dikbayır’ın gerekse Özkan’ın çıkışları, özellikle Kürt siyasetçilerin tepkisini çekti. Şu ana kadar ne Özgür Özel’den ne de Ekrem İmamoğlu’ndan bu açıklamalara ilişkin bir değerlendirme geldi. İmamoğlu’nun adı özellikle önem taşıyor; çünkü Özkan, kendisine oldukça yakın bir isim ve danışmanı. Ayrıca, İmamoğlu’nun babası Hasan İmamoğlu’nun geçmişte komünizmi hedef alan açıklamaları, ailenin ülkücü geçmişine dair tartışmaları gündeme getirmişken, şimdi de danışmanının Ümit Özdağ’la paralellik kuran paylaşımı dikkat çekti.
Evet, CHP içinde farklı eğilimler olabilir. Ancak bu eğilimlerin kendilerini sosyal demokrasi sınırları içinde tanımlaması gerekir. CHP çatısı altında yer alıp Zafer Partisi söylemiyle hareket edilmeye başlanırsa, bu durum çok seslilik olmaktan çıkar; önce kaosa, ardından da kimliksizliğe yol açar.
Çözüm süreci farklılıkları belirginleştirebilir
Bu noktada akıllara şu soru geliyor: Çözüm süreci derinleştikçe, CHP’ye sonradan eklemlenen eski İYİ Partililer partinin politikalarıyla uyumlu hareket edebilecek mi? Yoksa CHP, 2023 seçimlerinden önce yaşadığı İYİ Parti sorunundan sonra bir de “eski İYİ Partililer” sorunuyla mı karşı karşıya kalacak? Bunu zaman içinde göreceğiz. Burada Özgür Özel’in sergileyeceği tutum belirleyici olacak. Çünkü tartışmalar büyürse, onun liderliği ve otoritesi de sorgulanır hâle gelebilir.
