HALKWEBYazarlarCumartesi Anneleri: Bitmeyen Umudun ve Mücadelenin 30. Yılı

Cumartesi Anneleri: Bitmeyen Umudun ve Mücadelenin 30. Yılı

Adları resmi kayıtlarda yoktu, ama onları bekleyen anneler ve yakınları, devletin sessizliğine ve adaletsizliğine inat her cumartesi Galatasaray Meydanı’nda oturarak çığlıklarını duyurdu.

1980’li yıllar Türkiye’sinde karanlık günler yaşandı. Darbeler, siyasi baskılar, işkenceler, gözaltılar ve zorla kaybetmeler toplumun belleğine derin bir yara bıraktı. Bu karanlık dönemde bir gecede kaybolan evlatlar, eşler, kardeşler vardı… Adları resmi kayıtlarda yoktu, ama onları bekleyen anneler ve yakınları, devletin sessizliğine ve adaletsizliğine inat her cumartesi Galatasaray Meydanı’nda oturarak çığlıklarını duyurdu. Sessizlikleriyle bile, devletin ve toplumun vicdanını sarsan bir mücadeleye imza attılar.

Berfo Ana, bu direnişin yaşayan simgesi. Oğlu Mehmet Gökçek, 1982’de gözaltına alındı ve bir daha geri dönmedi. Devlet, Berfo Ana’ya oğlunun kemiklerini bile veremedi. Ama Berfo Ana yalnız değil: Bu direnişin sembol isimlerinden olan Fadime Ana, Semra Ana ve diğer kayıp yakınları, kayıpların adını ve acısını tüm topluma hatırlatıyor. Onlar, evlatlarının kaybını yaşarken bir de devletin soğuk sessizliğiyle karşı karşıya kaldı. Ama acılarını kendi hüznünde boğmak yerine tüm kayıp yakınlarının sesi oldular, her adımlarıyla “Ben buradayım, adalet istiyorum!” diyerek topluma meydan okudu. Her gözyaşı, bir halkın unutulmayan çığlığıdır. Her fotoğraf, her sessiz oturma eylemi bir isyandır: “Biz varız ve unutmayacağız.”

Cumartesi Anneleri, sadece bireysel acıyı değil, politik vicdanı temsil ediyor. Zorla kaybedilenlerin faillerinin yargılanmasını talep ediyor, devletin geçmişle yüzleşmesini istiyorlar. Ancak siyasetin bir bölücü ile yolsuzluk sanığı arasında sıkıştığı gündeminde Cumartesi Anneleri’ne yer yok.

Devletin her kademesinde verilen sözler tutulmadı; kayıplar hâlâ bulunamadı. Ne yazık ki, 12 Eylül başta olmak üzere darbelerle hesaplaşacağını söyleyenler, en karanlık mirası olan kayıpları hâlâ bulamadı. Bu sessiz direniş, unutulmak istenenleri hatırlatıyor, ama devletin öncelikleri onların sesini bastırmak olmuş durumda.

Eylemler yaklaşık 30 yıldır, 1995’ten beri düzenleniyor. İlk buluşmalar 15–20 kişiyle başladı, zamanla binlerce kişiye ulaştı. Bugün hâlâ ellerinde kayıp yakınlarının fotoğraflarıyla meydandalar, ancak güvenlik ve mevzuat engelleri nedeniyle katılım sayısı yaklaşık 10 kişiyle sınırlandırılıyor.

Yasal süreçler de uzun ve çetin geçti. Özellikle 25 Ağustos 2018’deki “700. Hafta” buluşmasında 46 kişi gözaltına alındı ve “kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere katılmak” ve “ihtara rağmen dağılmamak” suçlamalarıyla yargılandı. Yedi yıl süren dava sonunda, 14 Mart 2025’te tüm sanıklar beraat etti. Ancak Galatasaray Meydanı hâlâ polis bariyerleriyle çevrili, toplanma özgürlüğü fiilen kısıtlı.

Bu sessiz anneler, devletin unutturmak istediği gerçeği gözler önüne seriyor, geçmişin hesaplaşılmamış karanlığını aydınlatıyor. 1980’lerde ve 1990’larda devlet tarafından zorla kaybedilen yaklaşık 1.350 kişi kayıtlarda yer alıyor. Uzun yargılama süreçleri, defalarca hakim değişmesi ve keyfi yasaklar, baskılar ve tehditle mücadeleyi daha da zorlaştırıyor.

Cumartesi Anneleri, bir yandan devlete karşı cesur bir duruş, diğer yandan gelecek nesillere adaletin ve hafızanın mirasını bırakıyor. Berfo Ana ve diğer sembol annelerden bugüne uzanan bu mücadele, tarih sayfalarına kazınan bir direniş; devletin ve toplumun unutmaya çalıştığı acıların, vicdanın önünde asla silinemeyecek bir kanıtıdır. Ve biz, onların sessiz çığlığını duymakla yükümlüyüz.

Ve unutmayalım ki, adı Cumartesi Anneleri, Diyarbakır Anneleri veya Şehit Anneleri olsun, tüm analara kıymayın. Onların acısı, sessiz direnişi ve sabrı tüm toplumun vicdanına bir aynadır. Analık ideolojik değil, insan olmanın ve vicdanın en saf halidir.

Çözüm önerisi de açıktır: Kayıplar bulunmalı, darbeler ve baskı mağdurlarıyla devlet barışmalı, tazminatlar sağlanmalı ve adalet eksiksiz yerine getirilmeli. Bu adımlar, hem geçmişin acılarını onaracak hem de toplumun vicdanına bir nefes olacaktır.

Bugün, Cumartesi Anneleri’nin Galatasaray Meydanı’nda gerçekleştireceği eylem, yaklaşık 1051. haftasına denk geliyor. Onlar her cumartesi orada: “Biz buradayız, unutmadık, unutturmayacağız.”

YAZARIN DİĞER YAZILARI