HALKWEBPolitikaÖzgür Özel, 'Abla'dan sonra 'Abi'yle de gerildi!

Özgür Özel, ‘Abla’dan sonra ‘Abi’yle de gerildi!

“Abla” dediği Meral Akşener’den “Bana abla mabla demeyin” cevabı alan Özgür Özel, şimdi de “Abi” dediği Müsavat Dervişoğlu ile gerildi. Gazeteci yazar Akın Olgun, siyasi rakibine "Abla", "Abi" demenin baştan onun hakimliğini kabul eden bir hal olduğuna dikkat çekti

Siyasette, partililerin sevdikleri liderlerine “Baba”, “Karaoğlan”, “Reis”, “Mücahit” vb. gibi sevgi içeren hitaplar kullanmaları olağan. Ancak, siyasi rakipler geçmişten beri birbirlerine genellikle resmi ve mesafeli ifadelerle hitap ederler. Son yıllarda bu konuda bir esneme gözlemleniyor.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, başkan seçildikten sonra partisinin bir dönem dayanışma içinde olduğu ancak son süreçte tekrar rakip haline geldikleri İYİ Parti’nin eski ve yeni genel başkanına yönelik “Abi” ve “Abla” ifadelerini kullandı. Ancak samimi ifadeler kullanmak, bazen her zaman samimiyeti de getirmiyor. Bu konudaki güncel bir gelişme, kayyım operasyonlarının ardından yaşandı.

Dervişoğlu’ndan Özel’e Bakırhan tepkisi

DEM Eş Başkanı Tuncer Bakırhan’ın üç DEM’li belediyeye kayyım atanmasının ardından yaptığı konuşmasında “Şeyh Saitler, Seyit Rızalar, Sakineler ne yaptıysa onların yaptıklarını yapacağız!” demesi, kimi çevrelerce eleştiri konusu oldu. İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, grup toplantısında yaptığı açıklamada Bakırhan’ı eleştirerek, tepki çeken konuşması sırasında Özel’in de orada olduğunu öne sürdü ve “İhanet kürsüsünü susarak onaylıyorsunuz” dedi.

“Aramızda abi kardeş hukuku olan birisi”

Dervişoğlu’nun bu iddiası Özel’e de soruldu. Özel, öncelikle konuşmanın yapıldığı sırada orada olmadığını belirtti ve devamında “Beni tanıyan, aramızda abi kardeş hukuku olan birisinin bu kadar yanlış bir bilgiyi grup toplantısı marifetiyle yaymaya katkı sağlaması benim açımdan üzücü oldu. Yine de son sözümüz her zamanki gibi canı sağ olsun” dedi.

“Abla” dediği Akşener’den de sert cevap almıştı

Özel, Dervişoğlu’nun selefi, yani bir önceki lideri olan Meral Akşener’e de “Abla” diye hitap etmiş, ancak bu hitaba karşı sert bir cevap almıştı. Akşener, geçtiğimiz 28 Mart günü parti mensuplarıyla yaptığı iftar programında CHP’ye yönelik “Bana abla mabla demeyin, istemiyorum. Çünkü sizin bana vıcık vıcık riyakarlıkla abla demeniz, beni samimiyetle ablası, kardeşi ve annesi gören milletimize yapılmış koca bir hakarettir” demişti.
Özel ise Akşener’in bu sözlerine cevaben “Sayın Genel Başkan’ıma cevabım iki kelime: Canı sağ olsun. Ablam benim. Eski dosttan düşman olmaz” şeklinde yanıt vermişti.

“Abi”, “Abla” diye seslenmesi garipsendi

Özel’in Dervişoğlu ile aralarında “abi kardeş hukuku” olduğunu söylemesini değerlendiren gazeteci yazar Akın Olgun, yaptığı paylaşımda “Ana muhalefet liderinin, diğer parti liderlerine ‘abi’, ‘abla’ diye seslenmesi, konuşması bana mı tuhaf geliyor? Olacak şey mi siyaset adabı açısından?” diye sordu.

İlk olarak İmamoğlu, Akşener’e “Abla” dedi

Söz konusu paylaşımına dair ulaştığımız Olgun, yaptığı değerlendirmede Türkiye’de siyaset aktörlerine “abi”, “abla” seslenişinin yeni bir durum olduğunu belirterek, “Aslında, biz bununla yanılmıyorsam ilk olarak İmamoğlu’nun Akşener’e ‘abla’ diyerek hitap etmesiyle tanışmıştık. Daha sonra bu seslenme halini Özel de gördük” dedi ve şöyle devam etti:

Siyaset dilinde ‘Erdoğanlaşma’nın sonucu

“Cumhuriyet’in siyaset adabının, birbirine seslenme biçiminin, Erdoğan dönemi ile başlayan ‘mahalle’ diline dönüşmesi, aslına bakarsanız içinden geçtiğimiz ve dönüşen rejimin de bir yansıması. Dilde Erdoğanlaşma, onun temsil ettiği siyasetin kendisine ne ölçüde benzediğini de işaret ediyor. Kültürel anlamda, Cumhuriyetin aydınlanma yaklaşımını benimsemiş kesimlere musallat olan bu seslenme tarzı maalesef kültürel anlamda da Erdoğan’ın temsil ettiği sosyolojinin bir zaferi olarak görülebilir.”

“Saygı ölçütü olmaktan çok karşısındakini hakim kabul eden hal”

“Abi, “Abla” seslenişinin aynı zamanda daha baştan eşitliği bozan bir hitabet biçimi olduğuna dikkat çeken Olgun, “Bir saygı ölçütü olmasından çok karşısındakinin hakim olduğunu baştan kabul eden bir hal. İnsan ilişkisinde bu seslenişin elbette bir karşılığı var ama siyasette bunun yerleşmesi, siyaset bilimi açısından da absürt bence” diyerek sözlerini tamamladı.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR