Cumartesi, Nisan 20, 2024

1980’den 2010’a Türkiye’nin karanlık günü: 12 Eylül

12 Eylül, Türkiye'nin siyasi tarihinde önemli bir dönüm noktası olarak hatırlanıyor. 1980'de Kenan Evren'in yaptığı askeri darbe ve ardından gelen 12 Eylül anayasası, 30 yıl sonra ise 2010'da yapılan anayasa değişikliği referandumu. Her ikisi de Türkiye demokrasisini sakatlayan iki olumsuz vaka olarak tarihteki yerini aldı.

12 Eylül, Türkiye’nin siyasi tarihinde önemli bir yere sahip olan iki olaya ev sahipliği yapmıştır: 1980 askeri darbesi ve 2010 anayasa referandumu. Her iki olay da Türkiye’nin siyasi yapılanmasını derinden etkilemiş ve ülkenin demokratik evriminde önemli rol oynamıştır.

12 Eylül 1980 Askeri Darbesi: Türkiye’nin siyasi belirsizlik ve şiddet olaylarıyla dolu bir dönemden geçtiği 1980 yılında, Türk Silahlı Kuvvetleri 12 Eylül 1980 tarihinde bir askeri darbe gerçekleştirdi. Bu darbe sonucunda, siyasi partiler kapatıldı, anayasa askıya alındı ve ülke sıkıyönetim altına girdi. Binlerce kişi tutuklandı, insan hakları ihlalleri yaşandı, ve Türkiye’nin siyasi manzarası kökten değişti. Darbenin ardından 1982 Anayasası kabul edildi ve Türkiye çok partili siyasi hayata geri döndü, ancak bu darbenin etkileri hala hissedilmektedir.

Darbenin bilançosu

Bu darbenin bilançosu oldukça karmaşık ve tartışmalıdır.

İşte darbenin başlıca sonuçları ve etkileri:

Siyasi Sonuçlar:

• Türkiye’deki tüm siyasi partiler kapatıldı ve siyasi faaliyetler yasaklandı.
• Meclis ve hükümet feshedildi.
• Anayasa askıya alındı.

 İnsan Hakları İhlalleri:

• Binlerce kişi gözaltına alındı, işkenceye maruz kaldı ve hapse atıldı.
• Birçok kişi kaybedildi veya öldürüldü.
• Basın özgürlüğü kısıtlandı, birçok gazete ve dergi kapatıldı.
• Sendikalar ve sivil toplum kuruluşları bastırıldı.

Ekonomik Etkiler:

• Ekonomik istikrarsızlık yaşandı ve işsizlik arttı.
• İthalat ve döviz kısıtlamaları getirildi.

Sivil Toplum ve Sendikalar:

• Sendikaların faaliyetleri büyük ölçüde engellendi.
• Sivil toplum kuruluşlarının etkinlikleri kısıtlandı.

 Anayasa Değişikliği:

• 1982 Anayasası kabul edildi, bu anayasa hala yürürlükte ve birçok tartışmalı madde içeriyor.

Askeri Vesayet:

• Türk Silahlı Kuvvetleri’nin siyaset üzerindeki etkisi arttı ve uzun yıllar boyunca sürdü.
Darbenin bilançosu, Türkiye için uzun yıllar boyunca siyasi, toplumsal ve ekonomik etkileri olan karmaşık bir dönemi yansıtır. Birçok kişi ve aile bu dönemde yaşanan insan hakları ihlalleri nedeniyle travmatik deneyimler yaşadı. Ancak, darbenin ardından Türkiye demokratikleşme sürecine girdi ve çok partili siyasi sisteme geri dönüldü. Bu nedenle, darbenin sonuçları ve etkileri hala tartışılmakta ve değerlendirilmektedir.

30 yıl sonra yine aynı tarih! 12 Eylül 2010 Anayasa Referandumu

30 yıl sonra, 12 Eylül 2010 tarihinde Türkiye bir başka önemli olaya tanıklık etti: 1980 askeri darbesinin ardından kabul edilen anayasa üzerinde değişiklikler yapılmasını öngören bir referandum gerçekleşti. Bu referandum, Türkiye’nin demokratikleşme sürecinde önemli bir adım olarak görüldü. Referandum sonucunda kabul edilen değişiklikler, askeri müdahalelere karşı önlemleri içeriyordu ve temel insan haklarını güçlendirmeyi hedefliyordu. Ayrıca, yargı ve askeriye üzerindeki sivil denetime dair önemli değişiklikler getirildi.

Bu iki tarih, Türkiye’nin siyasi tarihindeki önemli dönemlerden sadece birkaçıdır. 12 Eylül, ülkenin demokratik gelişiminde yaşanan karmaşık ve bazen çalkantılı süreçlerin bir parçasıdır ve hala tartışılmakta ve değerlendirilmektedir.

Referandum için kim ne dedi?

12 Eylül 2010 referandumu öncesinde ve sonrasında birçok kişi, siyasi lider ve uzmanlar çeşitli görüşler ifade etmiştir. İşte bu referandum hakkında bazı önemli kişilerin ifadeleri:

Recep Tayyip Erdoğan (Dönemin Başbakanı, Şimdi Cumhurbaşkanı): Erdoğan, referandum öncesinde halkın anayasa değişikliklerini desteklemesi çağrısında bulunarak, değişikliklerin Türkiye’nin demokratikleşmesine katkı sağlayacağını ve askeri vesayeti sona erdireceğini savundu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: Kılıçdaroğlu, CHP olarak referandumda “hayır” oyu kullanacaklarını açıkladı ve değişikliklerin Türkiye’de tek adam yönetimine yol açacağını ve demokrasiyi zayıflatacağını iddia etti.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli: Bahçeli, MHP olarak referandumda “evet” oyu kullanacaklarını belirtti ve değişikliklerin Türkiye’nin istikrarını artıracağını savundu.

Türk Silahlı Kuvvetleri: Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, referandum öncesinde askerlerin siyasete müdahalesine son verilmesi gerektiğini ifade ederek referandum sonuçlarına saygı gösterileceğini belirtti.

Uluslararası Gözlemciler: Birçok uluslararası gözlemci, referandum sürecini yakından takip etti. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) gözlemcileri, referandumun genel olarak serbest ve adil bir şekilde gerçekleştiğini belirtti, ancak bazı eleştirilerde bulundu.

Bu isimler, referandum süreci boyunca ve sonrasında farklı görüşleri temsil ettiler ve referandumun sonuçları hakkında farklı yorumlar yapıldı. Referandum sonucunda değişiklikler kabul edildi ve Türkiye’nin anayasa yapısı değiştirildi.

Erdoğan, Referandum Sonrası “Okyanus Ötesi”ne Selam Gönderdi

Türkiye’nin 12 Eylül 2010’deki anayasa referandumunun ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dikkat çeken bir açıklama yaptı. Başbakan Erdoğan, referandum sonuçlarının açıklanmasının ardından düzenlenen bir basın toplantısında, “Okyanus Ötesi”ne özel bir selam gönderdi.

Erdoğan, referandum sonuçlarının Türkiye için bir dönüm noktası olduğunu belirterek, “Bugün, milletimiz demokratik iradesini ortaya koymuş ve bu iradeyle Türkiye’nin geleceğini şekillendirmiştir. Bu sonuçlar, demokrasiye olan inancımızı bir kez daha tazelemiştir” dedi.

Ardından “Okyanus Ötesi”ne özel bir selam göndererek, “Dostlarımızın ve müttefiklerimizin bize olan desteği, Türkiye’nin demokratikleşme yolunda ilerlemesine büyük katkı sağlamıştır. Biz de bu yolda kararlılıkla ilerlemeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

Başbakan Erdoğan’ın bu açıklaması, o dönemde referanduma açıkça destek veren ve “Mezardakileri bile sandığa götürün” talimatı veren Fethullah Gülen’e verilen bir selamdı.

Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ise, “Kandırıldık, Rabbim de milletim de beni affetsin” demişti.

Çok Okunanlar

İlginizi Çekebilir