HALKWEBYazarlarYapay Zekâ ve Yurttaş Hakları: Teknoloji ile Etik Arasında Bir Deney

Yapay Zekâ ve Yurttaş Hakları: Teknoloji ile Etik Arasında Bir Deney

Toplumsal güven, demokratik denetim ve vicdanın korunması, teknolojinin gücünü anlamlı kılan temel ilkeler olmalıdır.

0:00 0:00

Günümüzde yapay zekâ, sağlık hizmetlerinden tarıma, finans sektöründen kentsel yönetim uygulamalarına kadar hayatın her alanına nüfuz etmiş durumda. Veriye dayalı karar mekanizmaları, büyük veri analitiği ve algoritmalar, toplumsal verimliliği artırırken aynı zamanda riskler de doğuruyor. Teknolojinin bu hızlı yükselişi, insan hayatına dokunurken, toplumsal, etik ve hukuki reflekslerin gerisinde kalması durumunda ciddi sonuçlar doğuruyor.

Özellikle son dönemde yaşanan bazı olaylar, bu riskleri somut biçimde ortaya koyuyor: İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin “İstanbul Senin” uygulamasında kişisel verilerin suistimal edilmesi ve dark web’de yurttaş bilgilerinin satışa çıkarılması, veri güvenliğinin ve toplumsal güvenin ne kadar savunmasız olduğunu gösteriyor. Bu ihlaller yalnızca bireysel mağduriyetler yaratmıyor; demokratik denetim mekanizmalarını da aşındırıyor.

Veri Toplama ve İnsan Emeği Üzerine Etik Sorular

Yapay zekânın güvenli ve toplum yararına kullanılabilmesi için öncelikle şunlar sorulmalıdır: Toplanan veriler yasal ve yurttaş rızasına dayalı mı? Bu veriler üzerinde çalışan insanlar, etik çalışma koşullarına sahip mi? Çevresel ve toplumsal kaynaklar sorumlu bir biçimde yönetiliyor mu? Kullanılan veri kümeleri, algoritmalar aracılığıyla önyargı ve hatalı karar üretme riski taşır mı?

Bu soruların yanıtı, yalnızca bireysel hakların korunması açısından değil, toplumsal adalet ve demokratik denetim açısından da kritik öneme sahiptir. Yapay zekânın karar mekanizmaları şeffaf ve incelenebilir olmalı, yurttaşlar süreci anlayabilmeli ve gerektiğinde müdahil olabilmelidir.

Algoritmaların Denetlenmesi ve Devletin Sorumluluğu

Günümüz koşullarında, algoritmalar kredi kararlarından sağlık hizmetlerine, işe alımdan sosyal yardım dağılımına kadar pek çok alanda hayatımızı şekillendiriyor. Ancak karar sürecinin ardındaki mantık anlaşılabilir değilse, yurttaşlar açısından temel bir hak ihlali söz konusu olur. Bu noktada devletin rolü, yalnızca teknolojiyi yönlendirmek değil, aynı zamanda hesap verebilir ve denetlenebilir bir çerçeve oluşturmak olmalıdır.

Yapay zekâ uygulamaları, yukarıdan aşağıya dayatılan bir anlayışla değil, aşağıdan yukarıya, yurttaş ihtiyaçlarına göre tasarlanmalıdır. Akademik araştırmalar, sivil toplum ve bağımsız denetim mekanizmaları sürece dahil edilmelidir. Böylece teknoloji hem etik hem de toplumsal açıdan meşru hâle gelir.

Yurttaş Hakları ve Politika Önerileri

Yurttaşların korunması için yapılması gerekenler açıktır:

Düzenlemeler güncel tutulmalı: Mevzuat, teknolojinin hızlı gelişimine paralel olarak sürekli güncellenmeli ve yurttaş güvenliği sağlanmalıdır.

Veri şeffaflığı sağlanmalı: Kişisel verilerin nasıl toplandığı, işlendiği ve paylaşıldığı yurttaşlara açıkça bildirilmelidir.

Veri güvenliği artırılmalı: Kişisel bilgiler şifreleme ve anonimleştirme teknikleriyle korunmalı, dark web gibi yasa dışı satışlar önlenmelidir.

Algoritmik kararlar incelenebilir olmalı: Yurttaşlara itiraz hakkı ve insan müdahalesi talep etme imkânı sağlanmalıdır.

Toplumsal ihtiyaçlar öncelikli olmalı: Yapay zekâ ve veri tabanlı sistemler, yurttaşların gerçek ihtiyaçlarına göre tasarlanmalı ve denetlenmelidir.

Sonuç: Etik ve Toplumsal Sorumluluk

Yapay zekâ ve veri tabanlı sistemler, yaşamımızı iyileştirme potansiyeline sahiptir. Ancak denetimsiz ve etik gözetim olmadan, bu sistemler yurttaş haklarını, toplumsal adaleti ve güvenliği ciddi şekilde tehdit eder. İBB uygulamalarındaki suistimaller ve dark web’de satışa çıkarılan kişisel bilgiler, bu uyarının acil önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Yapay zekâ denetlenebilir olmalıdır;
Devlet hesap verebilir olmalıdır;
Her uygulamada kamu güvenliği ve vicdan korunmalıdır.

Toplumsal güven, demokratik denetim ve vicdanın korunması, teknolojinin gücünü anlamlı kılan temel ilkeler olmalıdır. Yapay zekâ araç olabilir; devlet düzenleyici olabilir; ancak vicdan ve kamu güvenliği her zaman korunmalıdır. Bu dengeyi sağlamak, çağımızın en önemli politik ve etik sorumluluğudur.

YAZARIN DİĞER YAZILARI