HALKWEBYazarlarTürk Siyasetindeki Tıp Doktorları

Türk Siyasetindeki Tıp Doktorları

Türkiye’nin ihtiyacı daha fazla doktor siyasetçi değil. İhtiyacımız olan şey, siyaseti hekim ahlakıyla yapabilen insanlardır.

0:00 0:00

Bir insan tıp fakültesine adım attığında, yalnızca bir meslek seçmez. Aynı zamanda insanla temas etmeyi, acıya tanıklık etmeyi ve sorumluluk almayı öğrenir. Hekimlik, sadece bedenle uğraşmak değildir; insanın zayıf anlarını anlamayı ve görmeyi gerektirir.

Cumhuriyet’in ilk yıllarında siyasete giren doktorlar, hastalığı bireysel bir sorun olarak görmediler. Toplumu bir bütün olarak ele aldılar. Salgınla mücadele ederken aslında yoksullukla, ihmalle ve eğitimsizlikle mücadele ettiklerini biliyorlardı. Sağlık onlar için bir harcama kalemi değil, insan onurunun ayrılmaz bir parçasıydı. Koruyucu hekimlik, tıbbi bir tercih değil; açık bir ahlak meselesiydi.

Zamanla bu anlayış değişti.

Bugün siyasette yer alan bazı tıp doktorlarına baktığımızda, mesleklerinin kazandırdığı farkındalığın geri plana itildiğini görüyoruz. Dinlemenin yerini anlatmak, anlamanın yerini ikna etmek aldı. Oysa hekimlikte asıl olan konuşmak değil, duymaktır. Hastayı susturarak iyileştiremezsiniz; toplumu da öyle.

Şunu kabul etmek gerekiyor:
Güç, insanın iç dünyasını sınar.
Unvanlar arttıkça, iç ses zayıflayabilir.

Ben hekimliğin siyasete çok şey katabileceğine inanıyorum. Çünkü hekimlik, insana müdahale ederken sorumluluk duygusunu diri tutmayı öğretir. Her kararın bir bedeli olduğunu, her müdahalenin bir karşılığı bulunduğunu hatırlatır. Siyasetin bugün en çok ihtiyaç duyduğu şey de tam olarak budur: sorumluluk bilinci.

Türkiye’nin ihtiyacı daha fazla doktor siyasetçi değil.
İhtiyacımız olan şey, siyaseti hekim ahlakıyla yapabilen insanlardır.

Bir insan, gücü eline aldığında kendine hala şu soruları sorabiliyorsa umut vardır:

“Bu kararın bedelini kim ödeyecek?”
“Bugün attığım adım, yarın hangi yarayı büyütecek ya da hangi yarayı iyileştirecek?”
“Ben bu koltukta kendi adımı mı büyütüyorum, yoksa benden sonra gelecekler için bir zemin mi bırakıyorum?”

Bu soruları sorabilen bir doktor, siyasette de iyileştirici olabilir.
Soramayan ise yalnızca yer değiştirir.

Bu ülke uzun süredir yorgun.

Belki de artık yüksek sesle konuşanlara değil, insanı gerçekten duyanlara ihtiyacımız var.

YAZARIN DİĞER YAZILARI