HALKWEBYazarlarPaylaştık, Öfkelendik, Unuttuk: Dijital Vicdan Yılı

Paylaştık, Öfkelendik, Unuttuk: Dijital Vicdan Yılı

Öfkemizi ekranda bırakmadığımız, sokağı sadece güçlüler için doldurmadığımız, kadınların, çocukların, kimsesizlerin sahipsiz kalmadığı bir yıl olsun.

0:00 0:00

Bir yıl daha bitti.
Yine çok şey oldu.
Ama çoğu unutuldu.
Gerçek hayatta sorumluluk almadan,
sosyal medyada paylaşıp beğenerek
vicdanımızı rahatlattık.
Ekranlar parlaktı.
Sözler kalabalıktı.
Vicdan ise çoğu zaman dijitaldi.
2025’te çok şey oldu.
Bizi sarsan çok şey.
Sonra başka bir gündem geldi.
Sonra unuttuk.
Bir felaket yaşandı.
Paylaşıldı.
Tepki verildi.
Bir süre sonra aşağı kaydırıldı.
Öfkelendik.
Yazdık.
Rahatladık.
Ve hayatımıza devam ettik.
Dijital vicdan böyle çalıştı.
Ama sokaklar çoğu zaman sessizdi.
Kadınlar öldürüldü.
Yeni doğan bebekler öldürüldü.
Çocuklar korunamadı.
Doğa katledildi.
Hayvanlar telef edildi.
Bazen sistemin içinde,
bazen ihmalin içinde,
bazen göz göre göre.
Kimse sokağa çağrılmadı.
Kimse “şimdi tam zamanı” demedi.
O ölümler sahipsiz kaldı.
Kimsesiz kaldı.
Vicdan ekranda kaldı.
Sokak ne zaman doldu peki?
Bir politikacının alanı daraldığında.
Bir güç dengesi bozulduğunda.
Bir konfor alanı tehdit edildiğinde.
İnsan için değil.
İktidar için.
Pozisyon için.
Bize yine “halk” dendi.
Ama çoğu zaman sadece
öfkemiz istendi.
Sadakatimiz.
Tarafımız.
Taraf olmak kolaydı.
Bir cümle yetti.
Bir başlık.
Bir korku.
“Kime benziyorsak” onun yanında durduk.
Ötekini dinlemedik.
Acıyı bile ayırdık.
Hangi taraftaysa ona göre üzüldük.
İnsan böyle böyle silindi.
Yerine kimlikler geldi.
Etiketler.
Saflar.
Perde önünde sertlik vardı.
Perde arkasında uzlaşma.
Ekranda kavga.
Kapalı kapılarda anlaşma.
Gizli diplomasi dediler.
Bizim adımıza konuşulan,
ama bize hiç sorulmayan.
Ekonomik kriz derinleşti.
Gençler mutsuzlaştı.
Gelecek bir vaat olmaktan çıktı.
Ama sorumlular ortada yoktu.
Hep başkaları suçluydu.
Hep başka nedenler.
Hep “şimdi sırası değil.”
Bu yılın kelimesi belki de “vicdan”dı.
Çok söylendi.
Çok paylaşıldı.
Çok tüketildi.
Ama vicdan,
sadece hissetmek değildir.
Sadece yazmak değildir.
Başkasının acısını
tarafına sormadan savunabilmektir.
Yeni yıl bu yüzden sadece bir takvim değişimi değil,
bir dilek meselesi.
Dileğim şu:
Öfkemizi ekranda bırakmadığımız,
sokağı sadece güçlüler için doldurmadığımız,
kadınların, çocukların, kimsesizlerin
sahipsiz kalmadığı bir yıl olsun.
Takvim değişirken,
dijital vicdanla yetinmeyip
gerçek vicdanı hatırlayarak,
insan kalmayı başarabileceğimiz
bir yıl olsun.

YAZARIN DİĞER YAZILARI