‘Geceye yazılan türkü gibi
bu karayazı başımızda
geçecek elbet
aydınlanacak bu günler’
Şiirin tadı, aydının bilgisi, sanatın hiçliğine koşuyoruz.
Eskiden aşk vardı, sevgi vardı ve şiir vardı, mücadele vardı, inanç vardı, ideolojiler vardı.
Şimdi;
aşk gitmiş, seks gelmiş
sevgi gitmiş, kullanmak güdüsü yerleşmiş
mücadele gitmiş, kolay amaçlar yaratılmış
inançlar eksilmiş, küfrün bini bin para
ideolojiler bitmiş, yolsuzluk ahlaksızlık savunulur olmuş.
Daha önce yazmıştım, kültür erozyonu yani popüler kültür bugünlere getirdi. Eksen kayması içinde yuvarlanıyoruz.
Ekonomi kötü diyenler şu hesabı yaptı mı?
FETÖ 355 milyar dolar
Ekrem 155 milyar dolar
sadece FETÖ ve uzantıları 510 milyar dolar ülkemizden para çalıp yurtdışına çıkarmış. Şu an 190 milyar dolar civarı rezervimiz var, ideal olanın 250 milyar olduğunu düşünürseniz bugün doları çok daha aşağılarda görebilirdik. TL’yi de çok yükseklerde.
Gelelim konumuza. Eksen kayması ne?
Atatürk ve ilkelerinin partiden uzaklaşması yerine Ekrem ve Özgür’le gelen içi boş ideolojisiz, arka planda sürekli anarşizmi körükleyen ki bunu da ideolojik varlığından değil kaos yaratma amacından yola çıkarak yeni bir CHP yaptılar. Her zaman cumhuriyetin ve ülkenin temeli olan ulusal yapısını taşıyan CHP gitti, yerine İngilizler’den medet uman, İsrail’le arkadan işbirliğini çekinmeden yürüten ihanetin çizgisi oldular.
Paralel olarak sol gelenekten gelen Marksist tabanda şimdi tüm yapıları ile bu kendi yörüngesi olmayan CHP yönetimine entegre oldu. Yörüngesiz ama amaçsız değil. Tüm illegal unsurlarla terörsüz ülkenin yeni terörü olma inşasındalar. Amaçları anarşist bir ortama dönüştürme. Ne acıdır ki emperyalizme karşı çıkan Marks’tan öğretileri ile yetişen kitle de bir avuç hırsız ve yolsuz tescilin peşinde.
Akdeniz’den Ege’ye, Ege’den Karadeniz’e kuşatma ve sürekli kışkırtma ile 3. dünya savaşının talimleri yapılırken. Ülkemizin bu savaştan uzak durabilmesi Akdeniz’den Ege’ye, Ege’den Karadeniz’e etkili ve güçlü bir ağ kurmasına bağlı ki şu an bu başarılmak üzere ama içeride doğacak kaos zayıflatma için bir amaç ve burada kullanılacak bir aparat olma gayesine dönüştürür ülkemizi. İşte amaçlanan asıl emperyal düşünce ülkenin parçalanması ve bir savaşa parçalarının bile milyon ölümlere dönüşerek kayıp verecek bir hal alma amacındalar.
Gerçek sola düşen bu emperyalistlerin emellerine boyun eğmemek olmalı iken emperyal uşaklarla iş tutar oldular. CHP ve Atatürkçülere düşende ulusal çizgide devlete, halka, millete, bağımsızlığa daha çok sarılıp devleti sahiplenmek olmalıydı ki bağımsızlık Atatürk’ün yegane gayesiydi ve korunması da ilk gayesidir.
Sevmeyebiliriz, sevmek zorunda değiliz iktidarı, kötüsüne kötü iyisine iyi demek zorundayız ama. Bu devletin varlığını ilgilendiriyorsa bir çatı altında buluşulmalıdır. Şu hain sözleri de kenara bırakma zamanı. İktidara dokunulmuyor, herkese dokunuluyor. Uyuşturucuya, fuhuşa, kara paraya, altın kaçakçısına, FETÖcüye, yolsuzluk yapana. Kime daha nasıl olsun, yavaş yavaş bekleyerek daha çok göreceğiz.
Eksen kayması tabanda değil tavanda oldu, sol partilerin liderleri yolsuzluğun savunucusu hatta son günlerde uyuşturucu kullananların savunucusu oldular. Oysa CIA bir dönem uyuşturucuyu ülkelere bizzat sokmak için Kolombiyalı kartellere destek verdi. Alman devleti HTC denen kimyasal uyuşturucuları bizzat üretip pazar yarattı. Bunlar da iki emperyalizmin ülkelerdeki yönetim biçimi için kullanılan birer malzemelere dönüştü.
Oryantal bir hale döndük.
Sağcılar antiemperyalist, solcular emperyalistlerden medet umanlar.
Eksen kayması popüler kültürle paslaşıp bozulmuş, ahlaksızlaşmış, bencilleşmiş benliğini ve vatan sevgisini yitirmiş birer yurttaşa dönüştürmüş.
Ve ne acıdır ki tüm sol değerler rakı masalarının süslü sohbetleri, vatan da kadehin kurtarılmış bölgesi olarak sol kültüre yerleşmiş hal aldı.
Silkelenmek lazım. Bir kıvılcım geceyi aydınlatır, gece doğayı, doğa vatanı. Unutmayın hepiniz birer kıvılcım gibisiniz, artık tek eksenli olmanın dönemindeyiz yoksa kapımıza gelen 3. dünya savaşından sonra nerede biçare oluruz bilemeyiz!