HALKWEBYazarlarİnandınız mı?

İnandınız mı?

Sorgulama bilinciyle yetiştirilmeyen yerde bilgi artar; ama bilim ilerlemez.

0:00 0:00

Üniversitedeyken başarılı bir hocamız vardı. Dersini anlatırdı; sakin, hakim, ikna edici. Anlatır, anlatırdı. Sonra bir anda durur, sınıfa bakar ve şunu sorardı:
“İnandınız mı?”

O yıllarda bu soruya anlam veremezdim. Bilim anlatılıyor, veri var, kaynak var… İnanmak ne demekti? Bugün tıp öğrencilerine ders anlatan bir hoca olarak anlıyorum ki, o soru bilginin doğruluğunu değil, bizim düşünme biçimimizi yokluyordu.

Çünkü biz bilgiyle ilişki kurmayı değil, bilgiye uyum sağlamayı öğrenerek geliyoruz. Doğru çoğu zaman baştan tanımlı oluyor: hocanın söylediği, kitabın yazdığı, herkesin bildiği.

Bilginin nereden geldiğini, nasıl üretildiğini, hangi koşullarda geçerli olduğunu sormayı öğrenmiyoruz. O sorgulama bilinciyle yetiştirilmiyoruz.

Bugün sınıfta gördüğüm tablo da bu. Öğrenciler zeki, çalışkan, hızlı. Bilgiyi alıyor, düzenliyor, aktarıyorlar. Ama nadiren şu sorular geliyor: “Bu her zaman böyle mi?”, “Hangi durumda çalışmaz?”, “Bu sonucun sınırı nerede?” Oysa bilim cevapla başlamaz. Bilim önce soru sordurur, sonra test eder.

Bu durum yalnızca üniversitenin meselesi değil. Çocukluktan itibaren baskıcı ve geleneksel bir otorite diliyle büyüyoruz. Evde “fazla konuşma”, okulda “uzatma”, toplumda “ayıp olur” denilerek verilen mesaj net: Soru risklidir, uyum güvenlidir. Böyle bir kültürde merak korunmaz; törpülenir. Kuşku erdem değil, sorun sayılır.

Sonra bu çocuklar üniversiteye gelir. Çok şey bilirler ama bilgiyi sınamakta zorlanırlar. Eleştiriyle saygısızlık, kuşkuyla itaatsizlik birbirine karışmıştır. Oysa bilim, tam da bu ayrımı yapabilen zihinle mümkündür. Merak soruyu doğurur, kuşku o soruyu disipline eder. İkisi yoksa bilgi vardır ama bilim yoktur.

Belki de “neden dünyada en iyi üniversiteler arasında kalıcı biçimde yer alamıyoruz?” sorusunun cevabı tam burada duruyordur. Üniversite, itirazın meşru olduğu yer olamadığında; öğrenci hocaya, genç akademisyen kürsüye “başka bir ihtimal olabilir mi?” diyemediğinde bilgi çoğalır ama düşünce derinleşmez.

O hocanın sorusu bugün hala aklımda:
“İnandınız mı?”

Yani şunu soruyordu:
Ezberlediniz mi, yoksa düşündünüz mü?

Bilim inanmayı değil, sorgulamayı öğretir.
Sorgulama bilinciyle yetiştirilmeyen yerde bilgi artar; ama bilim ilerlemez.

YAZARIN DİĞER YAZILARI