“Neler yapmadık su vatan için!
Kimimiz öldük;
Kimimiz nutuk söyledik.”
Ne güzel yazmış Orhan Veli yıllar önce, vatan adına hamaset yapanlarla vatan için bedel ödeyenleri.
Bu ülkede istismar edilen her zaman vatan ve vatan sevgisi de olmadı.
Halk da bu istismardan payını aldı.
Baktığınızda bu ‘halk’ın;
Partisi oldu…
Bankası oldu…
Ekranı oldu…
otobüsü, ekmeği, eğitim merkezi, hatta günü bile oldu.
Neydi ‘halk’ günü dedikleri?
Eğer bir yerde ‘halk günü’ varsa, diğer günler kimindi?
Bu halk, görev kendisine düştüğünde vatanı esaretten kurtardı.
Bu halk, kandırılan iktidarları ihanetten kurtardı.
Bu halk, dişini tırnağına takıp yoktan var etti.
Ama ne zaman ‘görevini’ tamamlasa, ‘vatanın gerçek sahibi’ olduğunu iddia edenler halka tekrar ‘tribününe döne’ dedi ve kendileri çalıp kendileri oynadı.
Biz diyoruz ki, bu halk seyirci değil sahada oyuncu olacak.
Bu halk siz göreve çağırdığınızda esas duruşa geçen ‘ihtiyat kuvveti’ değil, kendisi lazım olduğunda sizi ‘göreve’ çağıran asli unsur olacak.
Halkweb, halkın sözü, sözcüsü olacak.
Halkın üstünde bir güç, ondan daha kutsal bir değer tanımayacak.
Emeği ile ülkeyi de yaşamı da var eden bu halkın sözcüsü olmaktan daha kutsal bir görev, daha üstün bir paye olmadığını bilerek hareket edecek.
Tabii ki gücünü de yine halktan alacak.
Halktan, doğrudan, adaletten, demokrasiden yana olacak. Çünkü bunların tamamının halkın temel ihtiyacı olduğunu asla unutmayacak.
‘Esas oğlan’ı zaman zaman değişse de, senaryosu asla değişmeyen politik tiyatroyu teşhir edeceğiz kalemimizle.
Kimseye boyun eğmeden, doğru bildiğimizi ve halkın yararına olanı inatla ve cesaretle yazacağız.
Halk artık oyuna gelmesin, oyuna girsin diye yazacağız.
Yolumuz açık, kalemimiz bizden daha cesur olsun.