Salı, Nisan 16, 2024

Erdoğan’ın 2 kez tekrar ettiği o sözlerine öyle bir yanıt verdi ki… “Yüzüme karşı söylesin alnını karışlarım”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gezi direnişine katılanlara “sürtük” demişti. Erdoğan’ın bu sözünü yanlışlıkla söylediğini savunanlar olsa da Cumhurbaşkanı son açıklamasında lafının arkasında durdu, hatta milletin diliyle konuştuğunu söyledi.

Yeniçağ TV’nin sokak röpörtajında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu sözlerine yanıt veren memur bir vatandaş ise deyim yerindeyse açtı ağzını yumdu gözünü.

ALNINI KARIŞLARIM

Erdoğan’ın “sürtük” ifadesine sinirlenen vatandaş “Ben sürtük değilim gelsin yüzüme karşı desinler, bana sürtük diyenin alnını karışlarım” dedi.

İŞTE O ANLAR: 

İŞTE O VATANDAŞIN AÇIKLAMALARININ BİR BÖLÜMÜ: 

“Ben anneyim Gezi olaylarında eylemlere katıldım. Ben sürtük değilim! Gitsinler! Alsınlar o çok sevdikleri Suriyelilerle birlikte gitsinler. Ben öğretmenin anneyim ama sürtük değilim gelsin yüzüme söylesinler, alnını karışlarım!”

ERDOĞAN NE DEMİŞTİ? 

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çarşamba günü partisinin grup toplantısında Gezi Parkı protestolarına katılanlar için “çürük ve sürtük” ifadelerini kullandı.

‘rusya’nin-tanima-karari-kabul-edilmez’-diyen-erdogan’dan-luhansk-ve-donetsk-icin-‘sozde’-cumhuriyetler-vurgusu

Çok sayıda kişi ile siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri Erdoğan hakkında suç duyurusunda bulundu.

Türk Dil Kurumu sözlüğü “sürtük” kelimesini “Vaktini çok gezerek geçiren, evinde oturmayan kadın”, “aynı anda birden fazla kişiyle gönül eğlendiren kadın” ya da “hayat kadını” ifadeleriyle tanımlıyor. Dil Derneği Sözlüğü’ne göre de bu kelime bir küfür.

HUKUKÇULAR NE DİYOR? 

Peki “sürtük” gibi ifadeler suç unsuru teşkil ediyor mu? Ya da vatandaşları için bu tip ifadeler kullanan bir cumhurbaşkanının yargılanması mümkün mü?

BBC Türkçe’ye konuşan hukukçulardan emekli ceza hakimi ve Yargıçlar Sendikası’nın eski Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Fikri Talman’a göre birine “sürtük” demek suç.

Bu konularda benzer çok fazla yargılama yaptığını söyleyen Talman, “Bu ifadenin de suç ifadesi olarak kabul edilmesi gerekiyor” diyor.

Peki bir kişiye hakaret etmekle bir topluluğa hakaret etmek arasında nasıl bir fark var? Örneğin bir gazeteciye “sürtük” demekle, “Bütün gazeteciler ‘sürtüktür’ demek” yargılama açısından fark yaratır mı?

Talman, bu soruya şöyle yanıt veriyor:

“Belli bir kişi kast edilmiyor, evet. Ancak kendisini mağdur hisseden veya tepki göstermeyi hak gören her kişi şikayet edebilir ve bu da yargılama konusu yapılabilir.

“Dün Cumhurbaşkanı belli bir kadını ya da kişileri kastederek söylemedi. Gezi olaylarına katılan kadınları kastetti. Kendini mağdur hisseden çok kişi vardır. Bunu görüyorum da. Haklı olarak da şikayette bulunulabilir.”

Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof. Dr. Mustafa Ruhan Erdem ise muhatabın iyi belirlenmesi gerektiğini söylüyor.

Hakaret suçlarında muhatap kişi çevresinin ne kadar genişse hakaretin de o ölçüde belirsiz olacağını belirten Prof. Dr. Erdem, “Ama kitle ne kadar dar tutulursa, söylemin hakaret suçunu oluşturduğunu söyleyebiliriz,” diyor ve şöyle devam ediyor:

“Ama anladığım kadarıyla Gezi Parkı eylemlerine katılan kişileri hedef alarak söylenmiş sözler. Bu sözlerle ne kadar geniş bir kitle hedef alındı, o mahkemelerin değerlendireceği bir konu.”

‘Cumhurbaşkanı hakkında suç duyurusunda bulunulabilir ya da tazminat davası açılabilir’
Talman’a göre söz konusu kelimenin Cumhurbaşkanı tarafından dile getirilen bir ifade olması da bir şeyi değiştirmiyor ve yine suç teşkil ediyor.

Talman, “söz konusu hakareti nedeniyle örneğin kadınların Cumhurbaşkanı’na tazminat davası da açabileceğini” söylüyor.

Bunun önünde yasal bir engel olmadığını vurgulayan Talman, “Ancak bu konu anayasa hukukçuları arasında da, ceza hukukçuları arasında da tartışmalıdır. Ben bir ceza hukukçusuyum ve böylesi bir davanın açılması gerektiğini savunuyorum,” diyor.

Anayasa’da Cumhurbaşkanı’nın yargılanması konusunda bir suç ayrımı yapılmadığını dile getiren Talman, “Kasıtlı ya da taksirli suçlar şeklinde bir ayrım yoktur,” diyor.

Talman, örneğin Cumhurbaşkanı’nın direksiyonda olduğu ve karışabileceği olası bir trafik kazası nedeniyle de yargılanabileceğini söylüyor.

Ancak Talman, Anayasa’nın bunu sıkı bir şekle bağladığını belirterek, “Bunun için epey bir prosedür gerekiyor. Bu yüzden böylesi ceza davalarının açılabileceğini sanmıyorum. Ancak isteyenlerin, özellikle kadınların, bu çirkin ifade nedeniyle başvurup şikayetçi olmaları mümkün,” şeklinde konuşuyor:

“Suç duyurusunda bulunmaktansa tazminat davası açmak daha sağlıklı. İsteyen her birey tazminat davası açabilir.”

Cumhurbaşkanı istediği her sözü söyleyebilir mi?
Son yıllarda Cumhurbaşkanı’na hakaret suçlamasıyla insanlara açılan davaları işaret eden çok sayıda kişi ve kurum Erdoğan’ın “sürtük” söylemine tepkiyle karşılık verdi ve “Erdoğan istediği her sözü söyleyebilir mi?” sorusunu sordu.

Talman, buna “Hayır” cevabını veriyor ve şöyle devam ediyor:

“Anayasa bunu düzenlemiş. Cumhurbaşkanı’nın bir suç işlemesi durumunda nelerin olabileceğini usule bağlamış. Cumhurbaşkanı’nın insanlara hakaret etmesi, ahlaken, vicdanen sağlıklı bir tutum mudur? Hayır. Üstelik bir devletin başı bu kişi. Hiç etik bir tavır değil. Gezi olaylarını eleştirir ya da kınarsınız ama Cumhurbaşkanı da olsanız kimseye hakaret etme olanağınız yoktur.”

Çok Okunanlar

İlginizi Çekebilir