Rahmetli Turgut Özal’ın “Benim memurum işini bilir” sözüyle başlayan ve Özgür Özel’e getirilen “Benim siyasetçim işini bilir” yorumu…
Evet, yıllar önce söylendiğinde ne kadar yadırgamıştık. Ancak bu sözün seçmen iradesine, delegeye kadar yansıyacağını kimse düşünmemiştir.
Ve bir yargıç, delegeye rüşveti meşrulaştırıyor.
Parti içi kongrelerde lider artık parasal gücü elinde bulundurana mı geçecek?
Siyasi partiler için tehlikeli bir yol açılmış olmadı mı? Tabii istinaftan dönmezse?
Sadece bir karar olarak kongreyi meşrulaştırmıyor; siyasi ahlaksızlığın zirvesine taşıyor bu durum.
Gelelim davanın konusuna ve iddialara:
1. Divan başkanı Ekrem İmamoğlu usulsüzlüğü
2. Delegelere Özgür Özel’i desteklemek için para sağlama
3. Otel alt katında Rıza Akpolat’ın çantalarla delegeye para dağıtması
4. Pavyonda rüşvet pazarlığı
5. Yıllarca il başkanlarının maaşa bağlanması
6. İkinci yapılacak seçimin manipüle edilmesi
O kadar açık bir durum ki; rüşveti alan almış, hatta doları saklayıp getirmiş; ses kayıtları, videolar, fotoğraflar, delil durumu yazılı ispatlı.
Ve hukuk davası da ceza davası da açılıyor. Hâkim ceza davasını beklemiyor. İddianamesi çıkmış, yargılaması başlamış davanın hâkimi ise bu durumu önemsiz kabul ediyor.
Siyasi Partiler Kanunu’na göre: Parti içi kurultay veya seçimlerde delege iradesine yapılan müdahaleler, usulsüzlük gerekçesiyle parti içi seçimlerin iptali edilir, der.
Ve hâkim bu gerçekleri kabul edip seçimi iptal etmesi için yeterli bulmuyor ve davayı reddediyor.
Peki hangi şaibe kongreyi iptal eder? Delege rüşveti siyasi bir komplo değil midir? Başka ne yapılmalıydı; delegeleri tehdit ederek mi bu olmalıydı?
İradenin sakatlanması yeterli değil midir?
Kolombiya’da Escobar’ın siyasete bulaştığı günleri hatırlayan var mı? Parayla oy satın almış ve milletvekili olmuştu. Farkı ne? Kaynağı uyuşturucudan alan ekonomik güç, kaynağını yolsuzluktan alan güç. Farkı var mı?
Şimdi istinaf bir karar verecek. Toplumsal çürümüşlüğü; kara para, uyuşturucu, fuhuş, yolsuzluk soruşturmaları bitmeyen ve büyük suç temizliğine girişen İstanbul Adliyeleri gibi cesur bir kararla, siyaseten ahlaksızlığa dur diyecek mi?
Bir adliyeden bir adliyeye cesaret akacak mı?
İstinaf bu yanlışa dur diyecek mi?